Çare sensin, çaresiz değilsin..Çünkü sen Türkiyesin…

Değerli okurlarım, Türkiye Cumhuriyeti devletinin toprak bütünlüğüne yönelik yapılan bu düşmanca tavırları ve eylemleri 15 Temmuz da açık ve çok net gördük. Zira bu senaryoları bizlere zaman zaman izlettiriyorlar.Bu oyunların yönetmenliğini yapan küresel güçler ve onların paralı itleri her defasında hayalı sûkuta uğramaktalar. Türk milletini bir kaşık suda boğmak isteyen bu zalimler asırlar boyudur senaryolar üzerine senaryolar üretmekteler ve üretmeye de devam edeceklerdir. Dünya tarih literatüründe ön sıralarda olan Türk tarihi ebedi ve ezelli rakiplere gereken cevabı verdiği realitesini gözardı etmek, akılsızlıktan ve aymazlıktan başka bir şey olamaz.Bizlere dost veya müttefik olduğunu gösteren ABD Başkan Yrd.Joe BİDEN isimli hain tilkinin bir kaç hafta önce ülkemize gelerek, Hükümet yetkililerimizle yapmış oldukları ikili temasta 15 Temmuz’da sizin Meclisinize ve halkınıza yönelik FETÖ terör örgütünün saldırısını izledim. Biran bizim 11 Eylül Pendagona ve İkiz kulelere yapılan saldırıları yaşıyorum gibi oldum. Ve kalbime sanki bıçak sapladılar hissini yaşadım diyen bu dost görünümlü hain ve hainler utanmadan sıkılmadan nasıl gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar.Halbuki bütün hainler demokrasimize ve ülkemizin bölünmez bütünlüğüne yapılan saldırıları kuduz bir köpek gibi salyalarını akıtırcasına merak ve iştahla izlediklerinin halen anlayamamışsak söylenecek söz bulamıyorum. FETÖ ihanet terör örgütünün eli kanlı elebaşını kendi ülkesinde bize karşı koruyan,kollayan bu ihanet ve şer güçleri ancak kendilerini aldatmaktalar.Yok efendim yeterli deliller ve Amerikan adaletinin vereceği karara uyarak sonuca gideceklerini beyan etmekteler.Resmen hain emellerin müsebbi olduklarını ayan beyan göstermekteler. Diplomasi adına bizim hükümetimizde gereken hassasiyeti göstermektedirler.İnşallah ümit ederiz ki, Bebek katili PKK Terörist başı gibi emanete hıyanet etmeme şeklinde teslim ederlerse başımıza bir püsküllü bela almış oluruz. Bu canileri mukkades topraklarımıza o kanlı bedenlerinin temas etmesini bile zûl görmekteyim. Şehit kanıyla yoğrulmuş ve uğrunda nice canlarımızı feda ettiğimiz cennet vatanımız hainlerin ve zalimlerin vatanı olamaz.Ayrıca iki aylık bir darbe ve ihanetin olduğu bu mecra da devletimizin(Hükümetimizin) OHAL kapsamında yurt genelinde, yapmış oldukları Kanun hükmünde kararnamelerle FETÖ ihanet şebekesine yönelik yapılan operasyonel çalışmalar da 28 bin öğretmen ve ek olarakta 11 bin küsür PKK terör örgütüne mensup veya yardım yataklıkta bulunduğu tespit edilen meslek mensuplarının ihraçı veya tutuklanmasının kritiğini yaptığımız zaman diğer kurumlarıda artık ele aldığımızda yaklaşık olarak her on kişiden bir veya bir kaçı bu ihanet şebeke elamanlarının  devletimizin mihenk taşı olan kurumlarımız içerisinde yuvalanmaları ve bugüne kadar tespit edildikleri halde gerekenin yapılmadığıda en büyük handikaptır.Bu oluşuma göz yumanlar veya yol verenlerin siyasi ayağı olduğunu da unutmamak gerekir. Bura da mesnetsiz bir durumdan dolayı kimseyi de zan altında bırakmamak gerekir. Sn;Cumhurbaşkanımızın At izi,it izine karıştı söylemini iyi okumak gerekir. Aslına bakılırsa suçlular veya suçsuzlar gün ışığında apaçık orta da bunca insanın devletin istihbaratı herkesin siyasi ve özel bilgilerini arşivleyecek kadar muktedirdir. Bunda hiçbir beis yoktur. Zaman zaman gerek güvenlik güçleri veya diğer kamu kurumları çalışanları hakkında güvenlik soruşturmaları yapılmaktadır.Bu soruşturmayı yapanları dahi denetleyecek bir üst mercinin olduğuna inanıyorum. Bu adil ve tarafsız işlemler yapılırsa kurunun yanında yaş yanmaz. Bu oluşumun militanlığını ve tetikçiliğini kim veya kimler yapmış ise, Türk adaletinin bunlara gereken cezayı vermesi gerekir.Bu bağlamda herkesin adalete güvenmesi gerekir. Adalet er geç tecelli eder, yeterki siyasi veya iltimaslar olmadığı sürece bu konuda gerek muhalefet liderleri, gereksede, Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız büyük bir kararlılıkla olayın üstüne gidilmektir. Öyle bir adalet olmalı ki, kılı kırk yarmalıdır. Günahı ve suçu olmayanlarında bir an önce özgürlüklerine ve ekmeklerine kavuşmalılar.Ayrıca son günlerde dilimize pelesenk olan cadı avı ve liyakatla ilgili olarakta, Cadı avı bu süreçte olması muhtemel ancak ülkemiz demokrasi ve hukuk ülkesi her asılsız ve mesnetsiz ihbarlara göre haraket etmediğini bilmek gerekir.Devletin işleyişine halk yardımcı olacaktır. Bunun yanında sevmediği ve nefret ettiği birini  FETÖ örgüt mensubudur diye ihbar etmiş olanlar aramızda olabilir.Zira devletin icraat organları her ihbarı değerlendirmek zorundadır. İhbar edilen hakkında yapılan soruşturma ve tahkikat neticesinde aslı astarı yoksa vicdani boyutta rapor vereceğinden hiç kimsenin endişe duymaması gerekir. Önemli olan ve devletine güvenmek gerekir. Sansasyonel haraketlere itibar etmemek gerekir. Liyakat söylemine değinirsek maalesef hak eden hakketmediği yerde olduğu realitesini görmezlikten gelmek imkansız. Yıllarca kamu kurumlarında canla başla dürüstçe çalışanların meslek içi yükselme gibi sınavlarda haklarının gaspedildiğine inanıyorum. Maalesef bu kısır döngü her siyasi tarih arenasında böyle devam etmiş ve şuanda da bunun meyvalarını şer odağı olan Fetö terör örgütü veya bundan sonra adı ne olursa olsun olan ihanet güruhlarında görmekteyiz veya göreceğiz. İşin realitesine bakarsak devlet işi siyasi veya tarikatların,cemaatların mensuplarına terk edilirse ne adaletten nede liyakattan söz edebilirsiniz.Nasıl ki, devlet dili kendine has bir ûsluba sahipse,yerel veya mahalli dil kullanılmıyorsa yani Türkçe kullanılıyorsa bu tek tip bir durum. Yönetenlerin veya memurlarında bir ideolojisi veya dünya görüşü olabilir.Ancak bunu vazifeli olduğu görevinde ifşa etmeye veya taraflı yanlı olması devletin sistemini zedeler. Şuan yaşadığımız maalesef tablo bu Devletimiz çok acil bir şekilde bu liyakat meselesine önem vermelidir. Aksi takdirde havanda boşuna su dövmekten başka bir şey olmaz bir kaç gün sonra kutlayacağımız kurban bayramımız için 9 günlük uzun bir bayram tatili bu yılki, Rusya ile yaşanan olaylar ve FETÖ terör örgütü Turizm sektörümüze en büyük darbeyi vurmuştur.Devletimiz bir nebze de olsa bu zarar ziyan için bu tatili Ramazan bayramdaki gibi 9 gün yapmaktadır. Gerçek manada sadece işletmelere pansuman olacaktır. Şuan nefes alamaz durumdalar inşallah ekonomik bir katkı sağlar. Bu arada bayramda Asker ve Polis eskisine nazaran daha da müteyyakız olmalıdır. Düşmanlarımız bu uzunca tatille alakalı senaryolar yazmış olabilirler. Vatan uğrunda canlarını siperane eden özellikle polislerimize devlet yetkililerimiz bayramdan sonra 3600 olan özlük haklarını artık müjde olarak versin.Şuna emin olun ki, sizler 9 gün bayramda ne kadar rahat oluyorsunuz, güvenlik güçlerimiz de bir o kadar yorulmaktalar. Lütfen bu empati kuralım. Ayrıca tatile çıkacaklar trafik kurallarına önemle riayet edelim. Çünkü sizler bizim için önem arz ediyorsunuz. Tüm milletime kazasız belasız bir bayram geçirmesinden rabbimden niyaz ediyorum..Nice bayramlara erişmeniz dileğiyle. Allah’a emanet olunuz…Sevgilerimle.