DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
ORTADOĞU’DA ÖLEN KİM ÖLDÜREN KİM?

ORTADOĞU’DA ÖLEN KİM ÖLDÜREN KİM?

Değerli okurlarım,İstanbul’daki şehitlerimizin kanı kurumadan yine menfur bir terör saldırısı da Kayseri ilimizde yaşandı. Yine şehit, yine yaralı askerlerimiz, her zamanki cenaze törenleri, ailelerin ocağına düşen evlat acısı, göz yaşları, ağıtlar ve devlet büyüklerimizin ailelere teselli mahiyetinde telkinleri… Hep aynı görüntüleri yaşamak gerçekten Türk milleti olarak hepimizin psikolojisini bozdu diyebiliriz.Hepimiz aynı toplumun parçasıyız veaynı koşular

Değerli okurlarım,İstanbul’daki şehitlerimizin kanı kurumadan yine menfur bir terör saldırısı da Kayseri ilimizde yaşandı. Yine şehit, yine yaralı askerlerimiz, her zamanki cenaze törenleri, ailelerin ocağına düşen evlat acısı, göz yaşları, ağıtlar ve devlet büyüklerimizin ailelere teselli mahiyetinde telkinleri… Hep aynı görüntüleri yaşamak gerçekten Türk milleti olarak hepimizin psikolojisini bozdu diyebiliriz.Hepimiz aynı toplumun parçasıyız veaynı koşular altında yaşamaktayız. Haber programı izlemek için televizyonlarımızın veya diğer medya araçlarımızın düğmesine dokunurken “İnşallah bir patlama bir saldırı olmaz.” diye içimizden bildiğimiz duaları okuyoruz. Gözümüz, kulağımız “Acaba bugün nerede patlamada oldu veya ekonominin gidişatında durum nedir?” sorularını sorarak medya organlarına yöneliyor. Bizi toplum olarak çıkmaza sokmaya çalışan emperyalist güruhlar ve onların piyonları gündemi artık kendileri belirlemekte ve uygulamaktalar.Millet olarak bizleri korkutmak, çaresizlik içerisine bu gibi görüntülere ve şiddetlere alışmamızı ve boyun eğmemizi sağlamak uğruna bu eylemleri yapmaktalar. Millet olarak her zaman olduğu gibi yine eskisinden daha vakur ve dik duruşumuzla gerek dış güçlere ve onların köpeklerine boyun eğmeyeceğimizi göstermekte ve necip Türk milleti olarak metanetimizi yüksek seviyede korumaktayız. Bu olaylardan sonra gerek sosyal medya gerek diğer yayın yollarıyla halkımızı sokağa dökmek, kardeşi kardeşe vurdurmak adına yapılan sinsi planların da ardı arkası kesilmemektedir.Malum ana muhalefet partisi olan HDP’in genel merkezine ve taşra teşkilatlarına yönelik saldırılar yaparak vandallık yapmak milliyetçilik değildir. Zira bu planı yapan görünmeyen eller insanları tahrik ederek ve hasmane duygularla iç kargaşa çıkararak Kürt-Türk kardeşliğini çıkmaza sokmaya çalışmaktalar. Bereket versin ki sansasyonel bir takım olaylar olsa da sağduyulu davranılarak bu badireler bertaraf edilmektedir. Daha sonra nedamet yani pişmanlık duymamak adına her halimize çeki düzen vererek olaylar karşısında soğuk kanlı olmalıyız. MHP Genel Başkanı sayın Devlet BAHÇELİ ‘nin yapmış olduğu deklarasyon bütünleştiricidir.Bir bölgenin insanlarını anlamanız için o coğrafyayı iyi bilmemiz gerekir. Her on vatandaşın sekizinde önyargı hakim. Kürt dediğiniz zaman kimileri hemen PKK gibi algılıyor başlıyor. Bir kere herkes bunu iyi bilmelidir ki bu coğrafya etnisitesiyle zengin bir kültüre sahiptir. Kendi beynimizdeki hayaller ile yaklaşımda bulunursak o zaman Türk-Kürt ayrımclığına giderek ülkenin temelini yıkmaya çalışırız.Şimdi vatandaş olarak haklı olduğumuz konular da var. Bu barış sürecinde Asker ve Polis kışlasından, karakolundan çıkmazken, habire yığınak yapan patlayıcıların sevkiyatını ve düzeneğini kuran bu cani örgütün çalışmalarını hiçbir vatandaşımız görmedi mi? Tabi ki, gördü. Neden devlete ihbar etmedi biliyor musunuz ? Ben söyleyeyim. O zamana kadar vatandaşın devletine karşı bir korku ve tedirginliği söz konusuydu, acabalarla dolu düşünceler karşısında seslerini çıkaramadılar. Yani işin özü korku. Zaten her iki taraftan da yardım yataklık yapanlar gerçekten araştırılsa asla sadece Kürt olamaz, bunların kökenlerinde Ermenilik olduğunu da belirtmek isterim.30 yıldır bu terör devam etmekte o zaman doğanlar bugün orta yaşlı insanlar. Devletin şefkatli kolları vatandaşını sarmadığı sürece bu vatandaş elimizden kayar gider. Zaten örgütlerin istediği bu değil mi? Devlet sizi adam yerine koymuyor vs.  bu ajitasyonlar karşısında bizlerin daha temkinli davranması gerekir. Ayrıştırıcı değil birleştirici olmalıyız. Bazı medya grupları veya dış basın Türkiye’de demokrasinin olmadığını, siyasi liderlerin veya basın mensuplarının cezaevlerine atıldıklarını bas bas dile getirmekteler. Malumunuz milletin vekili diyoruz. Yani seçilen bu halkı, bu milleti temsil eden buraya kadar bir beis yok. Bunun yanında bu devletin ekmeğini, aşını yiyen terör örgütünün bölge halkına yaptığı baskı sonucu hak etmeden o yüce, gazi meclise gelen vekilciklere sahip çıkmak en büyük aymazlık değil mi?Basın mensupları için de aynı durum söz konusu ülkesinin milli çıkarlarının karşısında hain neşriyat yapanların hakkettikleri yer malum cezaevleridir. Devlet her zaman 18 yaşındadır. 93 yıllık Cumhuriyet tarihimizde kimler geldi,kimler geçti insanlar bir şekilde iyi veya kötü hatıralarıyla ayrıldı gittiler. Fakat devletimiz ilelebet yaşamaya devam edecektir. Son bir yıl içinde ülkemize yönelik hain saldırılar millet olarak bizleri kaosun içerisine hapsetmeye çalışmaktadır. Zaten ABD emperyalizmi gerçek yüzünü FETÖ terör elebaşını sırf bize vermemek adına ipe un sermekle göstermiştir. Buradan da anlaşılıyor ki bunu bize karşı kullanan, koruyan besleyen ABD ve emperyal güçlerdir.Suriye topraklarına ilk önce bizi atmaya çalışan ve Esad ile Türkiye’nin arasını bozan bugün 700 km’lik sınır güvenliğimizi tehdit eden PKK, PYD ve DAEŞ gibi terör örgütlerini bizlere karşı kullanan ve saldırtan bu emperyalist güçlerdir. Sözde müttefikimiz olduğunu söyleyen fakat ardımızdan iş çeviren ABD, PYD’ye silah ve askeri teçhizat verip bize karşı kışkırtarak kendi emelleri doğrultusunda yön vermekteler. Ayrıca PYD’ye Türkiye’ye karşı savaşması konusunda Amerikalı subaylarca eğitim verildiği yönünde bilgiler yer almakta. Koyun postuna girmiş kurt gibi avını parçalamak için fırsat kollayan bu emperyalist güçler Ortadoğu’daki Müslüman devletlerini birbirlerine vurdurmak için plan üzerine planlar yapmaktalar. Bugün Halep’te Müslüman kanı akmakta bunun müsebbibi kim? Bir birinin kuyusunu kazan, ölürken de öldürürken de ALLAH-U EKBER diyerek kardeş kanı akıtanlar bu emperyalist siyonizmin güdümüne girmişler, vahşice katliam yapmaktan da geri durmamaktalar.Burada ölenlere Türkiye’den başka kol kanat gerecek diğer Müslüman devletler nerede? Hepsi emperyalizmin kölesi mi? Zaten her önümüze geleni insani yardım olsun diye içimize alarak bugün yurt genelinde terörizmin odağı olmaya başladık. Artık terörizmle mücadelede stratejik önlemler almak gerekir.Vatandaşımız devletine koşulsuz bir şekilde güvenmeli, kendi başımıza sokaklara çıkarak galeyana gelerek çözüm aramamız ülkemize fayda değil zarar getirir. Hepimiz bir istihbaratçı gibi gözümüzü dört açmalıyız; apartmanımız da, mahallemizde, sokakta, alışverişte, çarşıda, pazarda durumundan şüphe duyduklarımız var ise devletin kolluk kuvveti olan şehirde isek 155 Polis İmdat, kırsalda isek 156 Jandarma birimlerimize ihbar etmeliyiz.Paranoyak hareketlerden kaçınmalı, kendi başımıza müdahale etmeye asla çalışmamalıyız. Her vatandaş, vatandaşlık görevini bilinçli bir şekilde yerine getirmeli, vandallık yaparak o partiye bu etnik kökenliye saldırırsak işimizi daha da  güçleştiririz. Bu görüntüyü bekleyen düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Hepimiz aklı selim bir şekilde yılmadan, korkmadan bu menfur saldırılara alışmadan Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’i ve tüm etnisitesiyle bir ve bütün olarak vatanımızın ve milletimizin bekası adına behemehal gayret etmeliyiz.Çünkü karşımızda ikinci Sevr dayatması olduğunu hiçbir zaman hafızalarımızdan çıkarmamamız gerekir. PKK, PYD, DAEŞ ve FETÖ bunların hepsi ülkemize sonunda saldırmak için emperyalist güçlerin kullanmış oldukları geçici figüranlardır.Asıl başrolde kendileri var. Allah muhafaza ne zaman ki, bizi köşeye sıkıştırdıkları zaman işte o zaman çirkin suratlarını göstereceklerdir. Tüm halkımız bu doğrultuda sağduyulu hareket ederek bu düşmanca emellere fırsat vermeden birbiriyle kenetlenmelidir.NE MUTLU KARDEŞLİĞİMİZE, NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE….