DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN TEK YUMRUK,TEK BİLEK

TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN TEK YUMRUK,TEK BİLEK

Değerli okurlarım, Günümüz nasıl başlıyor, günler  haftaları, haftalar ayları adeta kovar gibi yoğun bir o kadar da dolu gündemle ilerlemekteyiz.Neredeyse 2016 yılı bitti bitecek şunun şurasında 40 gün bile yok. Bunları niye söylüyorum? Son 3-4 yılımız öyle tempolu ve hızlı ilerledi ki, tabiri caizse nefesimiz kesilecek aksiyonlara ve atraksiyonlarla dolu yaşam tarzı öyle zannediyorum ki,

Değerli okurlarım, Günümüz nasıl başlıyor, günler  haftaları, haftalar ayları adeta kovar gibi yoğun bir o kadar da dolu gündemle ilerlemekteyiz.Neredeyse 2016 yılı bitti bitecek şunun şurasında 40 gün bile yok. Bunları niye söylüyorum? Son 3-4 yılımız öyle tempolu ve hızlı ilerledi ki, tabiri caizse nefesimiz kesilecek aksiyonlara ve atraksiyonlarla dolu yaşam tarzı öyle zannediyorum ki, hepimizi yordu daha da yorulacağız gibi içsel bir düşünce içerisindeyim.Ülkemiz bu yoğun tempolu hengamelerle uğraşırken,bir yandan gerek devlet bütünlüğünü koruma eğiliminde, diğer taraftan da ülke coğrafyasında yaşayan bu milleti bir ve diri tutabilmek ayrıca sosyo ekonomik ihtiyaçları da düşünmek, ona göre aksiyonlar almak bu devletin yani ona şekil veren onun işlevini dizayn eden hükumetin bir o kadar da bu halkın ortalama %50 veya üzerinin oylarıyla mecliste bulunan Ana muhalefetinin veya muhalefet partilerinin olmazsa olmazı olan görev ve sorumluluklarını millete karşı göstermeleri gerekir.Sırf iktidar olanın tek başına ülkenin kaderi veya gidişatıyla ilgili kararları tek başına alması demokrasi ile anlatılmaz çoğulcu demokrasi geleneğinde şunu müşahade etmek gerekir. Muhalefet olsanız dahi sizleri o yüce meclise kutsal oyları ile taşıyan seçmenlerinize karşı tek yumruk, tek bilek ve çoğulcu demokrasi çizgisinde harekat etmek gerekir.Benim partim iktidar olmadı. Ben 4 yıl veya 5 yıl muhalefet yapacağım zihniyetini güderseniz bu milletin ve bu devletin vebalinin altında ezilirsiniz. Demokrasinin gereği olarak hükumetin devleti yönetmesinde ki her şartlarda muhalefetiyle birlikte ülkenin bekası için herkes elini taşın altına koymalıdır.Sözüm o’na nasıl ki, milletvekillerin kendi menfaatlerini koruyan yasalarda nasıl ki, fire vermeden tek vücut olarak mecliste ki oylamaya katılıyorlarsa devletin geleceği söz konusu olduğunda da aynı hassasiyeti göstermeleri kaçınılmaz olmalıdır.Son bir hafta içerisinde bir kaç mevcut iktidarın vekilleri tarafından meclise sunulan cinsel istismar yasa tasarısıyla alakalı olarak, talandan mal kaçırılır gibi gece yarısında bu teklifi sunmak vicdanları bir kez daha yaralamıştır.Konunun tam detayına girmenin bir yararı olmayacağı düşüncesiyle ana muhalefetin, diğer muhalefet partilerinin ve sivil toplum örgütlerinin sert tepkileriyle ahlak ve vicdanımızı yaralayan bu tasarı girişimi sayın Cumhurbaşkanımızın da sağ duyulu öngörüsüyle tekrar komisyona geri gönderilmiştir. Belki konuyu tam anlamıyla anlatılmadığından mütevellit tepkimiz ve tepkiler sert olmuştur.21 Yüzyıl Türkiye’si bu kısır çekişmeler ülkesi olamaz.Toplumsal bir yara olan küçük yaşta çocuk istismarı ile alakalı yaptırımların çok sert ve acımasız olmalıdır. Küçüğün rızası diye bir mantalite düşünmek aymazlık ve insanlığı hezimete götürecek çıkılması zor bir durum hangi mezhepten veya meşrepten olursanız da olun asla insan olduğumuzu unutmamak gerekir.Nasıl ki, Vatanın bölünmez bütünlüğü bizim için en büyük kırmızı çizgimiz ise yani vazgeçilmez kutsi değere sahipse ülkemizin hangi köşesinde veya diyarında olan kadınlarımız,kızlarımız ve evlatlarımız da aynı hassasiyet doğrultusunda olmalıdır.Kadını bir meta olarak gören gerici zihniyetleri toplum ve devlet olarak otokontrol sistemi uygulayarak bunlara karşı savaşmalıyız. Ta ki, bu yoz ve sapık zihniyet yok oluncaya dek,bu kutsal mücadele de geri adım atmayan siyasi liderlerimizi ve Cumhurbaşkanımızı tebrik etmek istiyorum.Halkın sesine kulak verildi. Bu zihinleri bulandıran mesele şimdilik rafa kaldırıldı. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın Avrupa birliğine yönelik sert söylemleri manidar ve yerinde söylenilmiş sözdür.53 yıldır bizimle dalga geçen ve her defasında Avrupa kriterleri adı altına önümüze temcit pilavı gibi ısıtıp,ısıtıp bizi adeta Hristiyan lobisine dönüştürmek isteyen cani ve bir o kadar da terör kanıyla beslenen bu müptezeller artık gerçek yüzlerini göstermekteler.Türkiye’nin 2023 ve 2050 yılı hedeflerine ulaşmaması adına dost görünüp düşmanca bizlere yaklaşımlarını görmemek en büyük aymazlıktır.Maalesef artık avrupa da, Avrupa birliğinin emperyalist güçlerinin şapkaları düşmüş kelleri ortaya çıkmıştır.Sayın Cumhurbaşkanın vakurlu harekatı ve hasmane tutumlara karşı gereken cevabı verdiğini görmek Türk milletine cesaret vermiştir.Hani ne derler;” tırnağın varsa kendi başını kaşı” artık millet olarak birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyacımız olduğu bugünlerde zihniyetimiz veya fikriyatımız ne olursa olsun ortak gayemizin Türkiye Cumhuriyeti Olduğunu unutmamak en büyük şiarımız olmalıdır.Bunun yanında,Avrupa birliğine bir mesaj olarak verilen,başta Almanya ve diğer Avrupa birliği devletlerini tedirgin eden gerekirse ŞANGHAY işbirliği çıkışımız Türkiye’nin gücüne güç katmıştır. Zaten Şanghay gözlemci ülkesi olan Türkiye Rusya ve Çin gibi devletlerinde ılımlı yaklaşımları karşısında diğer devletler Kazakistan,Kırgızistan ve Tacikistan’ın da Türkiye ye yeşil ışık yakacaklarını görmekteyiz. Türkiye’nin Avrasya bölgesi için Kritik ülke olması bu şanghay işbirliği ülkelerinin ne kadar önem verdiklerinin göstergesidir. Avrupa birliğinin raporlarından anlaşacağı üzere borç batağında yüzen AB dış işleri bakanlığı toplantısında gündeme damgasını vuran”Türkiye ile müzakerelere devam etmeliyiz “diyen İngiliz parlamenteri olan Daniel KAWCZYNSKİ de”Türkiyeyi stratejik ortak olarak kaybetmemiz Avrupa için felaket anlamına gelir” demesi ülkemizin ne kadar güçlü ve önemli olduğunun göstergesidir.Cumhurbaşkanın dik duruşu ve Avrupa birliğine almazsanız da almayın sert çıkışı ülkemiz adına diğer devletlerde bomba yaratmıştır. Artık bir şeylere emme basma tulumbası gibi kafa sallama zamanı geldi geçti bile Türkiye kendi gücünü ve önemini bildiği sürece her devlet bizim karşımızda saygıyla eğilecektir.Nasıl ki, Çanakkale de, Sakarya da, İnönü de; Atatürk’ün ve cennet mekan ceddimizin cesur ve vakurlu duruşuyla Emperyalist Avrupayı dize getirdiysek, şuandaki gücümüz ve teknolojimiz daha fazla neden aynı duygu ve düşüncelerle dolu bir Türkiye inşa etmeyelim.Artık o onu dedi,Bu o’nu dedi kısır çekişmelere son vermeli Güçlü Türkiye Güçlü millet sloganıyla tek yumruk, tek bilek olalım ki, Herkes haddini bilsin. Ne mutlu Türk’üm, Ne mutlu Bu cennet vatanın bir neferiyim Diyenlerden olalım…Sevgi ve selametle kalınız.