Alman Federal Savcılığı’ndan DİTİB soruşturması

Almanya’da Federal Savcılık, DİTİB’e karşı soruşturma başlattı. Savcılık, DİTİB’in Fethullah Gülen cemaati mensuplarını Türkiye’ye ihbar ettiğinden yola çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde DİTİB Genel Sekreteri Bekir Alboğa sadece üç imamın görevi olmadığı halde muhbirlik yaptığını söylemişti.

Almanya’da Federal Savcılık Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) karşı soruşturma başlattı. Gerekçe ise kuruluşun adının Fethullah Gülen cemaati mensuplarına yönelik casusluk faaliyetlerine karıştığı yönündeki iddia.Federal Meclis’in İçişleri Komisyonu bünyesinde çalışan Federal Savcılık Casusluk Faaliyetleri Dairesi Müdürü Heike Neuhaus, soruşturmaya çarşamba gününden itibaren başladıklarını söyledi.

DİTİB SADECE ÜÇ İMAMIN CASUSLUK YAPTIĞINI İTİRAF ETMİŞTİ

DİTİB Genel Sekreteri Bekir Alboğa geçtiğimiz hafta Rheinische Post gazetesine yaptığı açıklamada bazı DİTİB imamlarının cemaat mensuplarına ait bilgileri Ankara’ya ilettiğini söylemişti. İmamların bu faaliyetlerinin yanlışlık ve terslik sonucu gerçekleştiğini anlatan Alboğa, Türkiye’deki Diyanet İşleri Başkanlığı’nın cemaat mensuplarını ihbar etmeye yönelik yazılı talimatnamesinin DİTİB’i bağlamadığını anlatmıştı. Rheinische Post, Bekir Alboğa’nın yaşanan terslikten dolayı da üzgün olduğunu yazmıştı.Bekir Alboğa daha sonra tekrar söz aldı ve Alman medyasını söylemediklerini yazmakla suçladı. Özür dilemediklerini anlatan genel sekreter sadece üç imamın talimata uyarak bilgi aktarımında bulunduğunu ileri sürdü.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNAN İSİM YEŞİLLER’DEN VOLKER BECK

DİTİB’e karşı Federal Savcılığa suç duyurusunda bulunan ilk isim Yeşiller’den Volker Beck olmuştu. Beck, aralık ayında DİTİB’in Türk konsolosluklarının talimatı üzerine Erdoğan muhaliflerini ispiyonladığına yönelik ilk haberler medyaya düşünce savcılığa başvurmuştu. Soruşturmanın gecikmesinden yakınan politikacı, bu yüzden bazı muhbirlerin Almanya dışına çıkmış olabileceğini, kimlerin çıktığının ortaya çıkarılması gerektiğini ifade etti.Hıristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) içişleri uzmanlarından olan Armin Schuster de Almanya’da sayıları bir düzineyi bulan Türk konsolosluklarındaki çalışanlara dikkat çekmiş ve içlerinde bazılarının resmi olarak kayıtlı olmayan istihbarat elemanı olabileceğini ileri sürerek araştırma istemişti. 

MİT 6 BİN MUHBİRİ İLE CIA’DAN FAZLA MUHBİR AĞINA SAHİP İDDİASI

Alman medyasında Türk istihbaratının görevlendirmesi üzerine casusluk faaliyetlerinde bulunanlarla ilgili yazılıp çizilenler bununla sınırlı değil. Son bir ay içerisinde bu faaliyetlere yönelik haberler ciddi bir endişeyi de beraberinde getirdi. İlk şikayet, uzmanlık alanı gizli servisler olan gazeteci yazar Erich Schmidt-Eenboom’dan geldi.Schmidt-Eenboom, Milli İstihbarat Teşkilatının Almanya’daki ajanlarının dışında 6 bin kişiden oluşan bir muhbir ağı olduğunu söyledi ve bu sayıya CIA’nın bile ulaşamadığını söyledi. Schmidt-Eenboom’a göre Almanya’da 500 Almanyalı Türkten biri casus.

MİT’İN TÜRK TERCÜMANLARLA ALMANLARI MANİPÜLE ETTİĞİ DE İDDİA EDİLMİŞTİ

Alman hükümetini rahatsız eden bir diğer istihbarat haberi ise yine MİT ile alakalıydı ve bu habere göre MİT Alman makamlarına çalışan Türk tercümanlar üzerinden Almanya’nın devlet bilgilerine ulaşıyor, hatta bu bilgileri manipüle ediyor.

OSMANEN GERMANIA MİT ADINA MI SUÇ İŞLİYOR?

MİT’in adının karıştığı bir diğer konu ise Osmanen Germania adlı boks kulübü üyeleri oldu. Suç makinesi gibi hareket eden bu kulübün son zamanlarda giderek üye sayısını arttırıp ağını genişletmesi endişe ile izleniyordu. Hatta bu gruba karşı çıktığı söylenen PKK yanlısı boks kulübü ‘Bahoz’un faaliyetleri de ortaya çıkınca Türkiye’deki şiddet sarmalının Almanya’ya da yansıyacağı konuşuluyordu. Ancak daha sonra Osmanen Germania’nın Milli İstihbarat Teşkilatı’nın etkisi altında olduğu da iddia edilmeye başladı.

GELİŞMELER TÜRKİYE İLE ALMANYA ARASINDAKİ İSTİBARAT İLİŞKİLERİNİ YIPRATTI

Türkiye’deki gelişmeler, Türk istihbaratı ile Alman istihbaratı arasındaki işbirliğini de zora sokuyor. Alman iç istihbaratı radikal örgütlerle mücadele, dış istibaratı ise Türkiye’nin bir NATO ülkesi olması hasebiyle işbirliği yapmak zorunda. Ancak Almanya, özellikle darbe girişiminden sonra Türkiye’nin taleplerini yerine getirmeye yanaşmadı.