DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
İflas eşiğine dayandım, şimdi ne yapacağım?

İflas eşiğine dayandım, şimdi ne yapacağım?

Bir işyeri açıp kendi işinin patronu olmak birçokları için özgürlüğün ta kendisi. Kimseye bağlı olmadan kendi yağıyla kavrulmak özellikle Almanya gibi bir ülkede elbette mesleki özgürlüğün önemli göstergelerinden biri. Ancak kendi işini kurmak tamamen özgür olmak anlamına gelmiyor. Bir işyerini açtıktan sonra iflasa kadar götürebilecek türlü riskleri göze almak aslında bağımlılıkların devam ettiği anlamına geliyor.

Bir işyeri açıp kendi işinin patronu olmak birçokları için özgürlüğün ta kendisi. Kimseye bağlı olmadan kendi yağıyla kavrulmak özellikle Almanya gibi bir ülkede elbette mesleki özgürlüğün önemli göstergelerinden biri. Ancak kendi işini kurmak tamamen özgür olmak anlamına gelmiyor. Bir işyerini açtıktan sonra iflasa kadar götürebilecek türlü riskleri göze almak aslında bağımlılıkların devam ettiği anlamına geliyor.

Kendi işinin patronu olan kişi aynı zamanda ekonomiyi de elinde tutan kişi olduğu için bütün sorumluluk onun üzerinde oluyor ve olumlu ve olumsuz etkileri öncelikle onu etkiliyor. Peki işyeri açıp özgür kalmayı sağlamak, iflasa götüren yol yerine kâra götüren yolu takip etmek nasıl mümkün olabilir?

İFLASA BEKLENMEDİK BİRÇOK ETKEN SEBEP OLABİLİYOR

Ancak bunun için öncelikle iflasa götürebilecek durumları tanımakta yarar var:

Dış etkenler:

İşyeri açanları iflasa götüren sebepler pek çok. Ancak krizlerin çoğu önceden tahmin edilemeyen dış etkenler yüzünden ortaya çıkar ve ödemeleri gereken miktarları ödeyemezler. Örneğin müşterilerin borçlarını ödeyememesi gibi.

Ailevi etkenler:

Özellikle boşanma veya aile fertlerinden birinin hastalanması gibi durumlar işyerindeki düzeni bozabilir. İşyerini yürütmek hem maddi, hem de duygusal açıdan zorlaşabilir.

Şirket yönetiminde hatalar:

İsabetsiz öngörüler, yanlış kararlar, kalitesiz ürün, kalifiye olmayan işçi gibi hatalar bir şirketi iflasa kadar götürebilir. Bu gibi durumlarda hayatta kalmak için iyi günlerde önlem almak büyük önem taşıyor.

YENİ KURULAN İŞYERLERİNDEKİ İFLAS ORANI DAHA YÜKSEK

Almanya’da son yıllarda iflas eden şirketlerin sayısının giderek arttığı biliniyor. Özellikle hizmet sektöründe, ticaret ve inşaat sektöründe sık sık iflaslarla karşılaşılıyor. Posta ve kurye hizmetleri verenler, detektiflik büroları, videotekler, çağrı merkezleri ve transport firmalarının dikkatli olması gerekiyor. Ancak hiö iflas edeceği tahmin edilemeyen şirketler de iflas edebiliyor. Örneğin turizm sektöründe faal olan Vural Öğer gibi.

İflas eden şirketlerde göze çarpan bir diğer özellik de şirketin yaşı. İflas eden şirketlerin çoğu yeni kurulmuş şirketler. İflas eden şirketlerin üçte biri on yıldan fazla bir geçmişe sahip. Geriye kalan üçte ikisi en fazla on yıllık. Bu da yeni kurulmuş şirketlerin kurulmadan önce ve hemen sonra çok dikkatli bir plan dahilinde hareket etmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Esasında her işyeri sahibi iflas başvurusunda bulunabilir veya avukat yardımı olmadan sulh yoluna gidebilir.  Ancak iflas durumunda bir uzmanı, örneğin bir avukatı devreye sokmak daha çok tavsiye ediliyor. Avukat yardımı alındığı takdirde bütün imkanlar tüketilebilir, daha uygun bir uzlaşma sağlanabilir, kalan borçları kurtaramama riski ortadan kaldırılabilir ve bu süreç içinde yaşanacak psikolojik baskıdan kurtulunabilir.

İflas başvurusunda ne zaman bulunmak gerekir?

Bir işletme güncel durum realist bir tahminle ele alındığında ödeme gücüne sahip değilse ve bu durum belli bir zaman boyunca değişmezse iflas başvurusunu düşünmeye başlamak gerekir. Ödeme gücüne sahip olmayan şirketler, üç haftalık bir süre içinde yüzde on veya daha fazla oranda ücret hesabı eksikliği yaşayan işletmeler olarak biliniyor. İflas sayesinde bazı ödemeleri yerine getirememenin beraberinde getireceği olumsuz sonuçlar engellenebilir.

İflas süreci bittiğinde kalan borçları 3, 5 veya 6 sene sonra kurtarmak için işlemler başlatılır ve mağdur kişi buna göre yeni bir işe başlar. Aksi takdirde var olan durum borçlunun peşini bir ömür boyu bırakmayabilir. Bazı şirketlerde, örneğin limited şirketlerde (GmbH) aşırı borçlanma veya ödeme gücünü kaybetme durumlarında iflas başvurusunda bulunmak zorunludur.

İflas için başvurup firma sahibi olmaya devam edilebilir mi?

Bir şirket sahibi iflas için başvurduktan sonra belli şartlar dahilinde işletme sahibi olarak faal olmaya devam edebilir. Ancak bu durumda işletmede yapılan işin şartları önemlilik kazanır. Ancak böyle bir durumda işler daha karmaşık bir hal alacağı için uzman yardımı almak en doğrusu.

İflas süreci ne kadar sürer ve süreç bittikten sonra ne yapmak gerekir?

İflas süreci, kalan borçları kurtarmaya kadar en fazla altı sene sürebilir. Bu süreçten sonra hem şahsi hem de işletmeye has borçlardan kurtulunmuş olur. 2014 yılında çıkan bir kanuna göre borçlular kalan borçlardan kurtulma safhasını daha önce de bitirebilir. Şayet borçlu, borçların en az yüzde 35’ini ve işletme masraflarını üç yıl içinde ödeyebilirse iflas süreci üç yıla düşürülebilir. Süreç masrafları beş yıl içinde ödenebilirse, bu durumda da süreç bir yıl azalarak beş yıla düşebilir.

İflas süreci hangi masrafları beraberinde getiriyor?

İflas başvurusuyla birlikte bazı yeni masraflar beraberinde gelir. Bunlardan biri de avukat masraflarıdır ve avukattan avukata değişebilir. Bunun yanı sıra mahkeme ve iflas idarecisi için de masraf çıkar ve bu masrafların miktarı borcun yüksekliğine ve sebep olduğu işe göre hesap edilir.