DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Müslüman ve Hıristiyanları çevreciliğe çağıran kitap çıktı

Müslüman ve Hıristiyanları çevreciliğe çağıran kitap çıktı

Zeytin, incir, mercimek, buğday, sedir ağacı, çınar ağacı, sarımsak, gül,..Kur’an ve İncil bu ve bunun gibi yüzlerce bitkiden bahsediyor. Kutsal kitaplarda doğayı koruma ahlakına zemin hazırlayan bu ortak dil artık devlet kurumlarının ve bilim insanlarının da ilgisini çekiyor.

İnsanların doğayı korumasındaki en etkili motivasyonlardan biri de din. Ya da öyle olması gerekiyor. Dinler, hayatın çeşitliliğini bir değer olarak görüp bu çeşitliliğe sahip çıkmayı ahlaki bir vecibe haline getirse de bunun farkında olanlar çok değil.Bu gerçeğin farkına Bonn Üniversitesi de varmış ve Kur’an ve İncil’de adı geçen bitkileri konu edinen bir çalışmaya imza atmış. “Kutsal Kitap İncil ve Kur’an’daki Bitkiler’ başlığını taşıyan kitabın yayınını üstlenen kurum ise Federal Doğayı Koruma Dairesi (BfN) olmuş.Hurmadan, baharata, zeytinden incire, türlü türlü çiçeklere kadar birçok bitki Kur’an ve İncil’de önemli bir yer tutuyor ve doğanın korunmasına ilişkin önemli işaretler sunuyor. Ortaya konan çalışma, sadece çevreyi korumaya değil, farklı din mensupları arasında iyi ilişkiler kurmaya ve bu ilişkileri korumaya da yarayacak cinsten. Çünkü kitap, İslam ve Hıristiyanlık’ta doğaya verilen önemdeki ortak noktalara da işaret ediyor.

NUH TUFANI BÜYÜK BİR DOĞAYI KORUMA OPERASYONUYDU

Bu ortak noktalardan biri de Nuh Tufanı. İnsanların dünya çapında yüzde 80’i dindar ve dört milyar insan da Kur’an ve İncil’i kutsal kitap olarak görüyor. Ne var ki, bu insanların büyük bir bölümü Hz. Nuh’un gemisine hayvanları ve bitkileri almasını bir doğayı koruma operasyonu olarak algılamıyor.Kitap, bu gerçeğe ışık tutmanın yanı sıra Kur’an ve İncil’de geçen ve bu sayede kültür tarihine geçen yüzden fazla bitki ismi ele alıyor ve bu bitkilerden örneğin sedir ağacı üzerinde duruyor. Sedir ağacı her iki kutsal kitapta da adın geçen bir ağaç ve Nuh’un gemisinin bu ağaçtan yapıldığı tahmin ediliyor. Yazarlar böylelikle ağaçları dini anlatımın yanı sıra botanik ve coğrafya kültürü açısından da değerlendiriyor.

ASLINDA HEPİMİZ AYNI YILDIZLARI SEYREDİYORUZ

Kitabı kaleme alan isimler biyolog Wilhelm Barthlott, JasminObholzer ve coğrafyacı Davud Refikpur. Uzmanlar, kitabın bir hafta içinde tükenmesinden dolayı mutlu. Tekrar basımı yapılan kitap henüz konuyla ilgili noktayı koymuş değil. Barthlott, Kur’an ile İncil’deki bitkilerle ilgili olarak birçok paralellik göze çarpmasına rağmen konuyla ilgili bilimsel çalışmaların çok az olmasından yakınıyor ve NicolausCusanus’un şu sözlerini hatırlatıyor: “Hepimizaslında aynı yıldızları seyrediyoruz. Ama üzücü bir şekilde bilhassa farklılıkları arıyoruz.”Kitapta makaleleri ile boy gösteren BfD Başkanı BeateJessel, Kur’an’daki bitkiler hakkında geniş bilgi sahibi olan Fatima El Hulayfi ve İncil ile Kur’an’da ismi geçen bitkileri araştıran Prof. Lytton J. Musselmann da aynı konuya farklı açılardan değiniyor.Bununla birlikte biyolog din ile bilimin artık birbirine karşıtmış gibi görünmemesinden memnun. Bilimsel bir kongrede ilk konuşmacının Papa’dan alıntı yaparak sözlerine başlaması bilimadamını hayli şaşırtmış. Barthlott şimdi de bir bilimadamı olarak kaleme aldığı kitabın Papa tarafından okunmasını bekliyor.

DEVLETİN DOĞAYI KORUMAK İÇİN DİNLERARASI ÇALIŞMALARA İHTİYACI VAR

Federal Doğayı Koruma Dairesi (BfN) ise çalışmanın devletin yükünü azaltması sebebiyle oldukça memnun. BfN geçtiğimiz yıl ‘Biyolojik Çeşitlilik İçin Din’ başlıklı bir diyalog forumunu hayata geçirmiş ve dinlerarası diyalog faaliyetlerinde bu konunun da irdelenmesini istemiş. Dairenin yetkililerinden AndresMues, eğitim çalışmalarında dinlerarası diyalog ekiplerine ve doğa aktivistlerine ihtiyaç duyduklarını söylüyor.

ALMANYA İBRAHİMİ PLATFORMU DA DOĞAYI KORUMAYA EL ATTI

Semavi dinlerin doğaya verdiği önem Almanya İbrahimi Platformunun da üzerinde durduğu bir konu. Platform, Hessen ve Nassau Protestan Kilisesi Toplumsal Sorumluluk Merkezi veBfN ile birlikte bir diyalog platformu üzerinde çalışıyor. Platformda ilk kez doğayı koruyan cemiyetleri, bilim insanlarını, devlet kurumlarının temsilcilerini ve dokuz dini cemaatin yetkililerini bir araya getirmiş. Ortak bir bildiriye imza atan temsilciler, doğayı koruma ile ilgili ortak bir dini hafta düzenleme konusunda karar almış. Bu haftada doğayı koruma ve doğadaki çeşitlilik faaliyetlerin merkezini oluşturacak. Cam, kilise ve sinagogların etrafında doğanın yaşanabileceği alanların oluşturulması, var olan alanların biyolojik çeşitlilik açısından zenginleştirilmesi, okullarda ve diğer eğitim kurumlarında doğayı korumak adına görev alacak dinlerarası ekiplerin oluşturulması da hedefleri arasında.