DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Bu parti biraz daha büyürse Almanya biter

Bu parti biraz daha büyürse Almanya biter

Almanya’da siyasete yeni giren parti AfD popülist sağ düşünceden aşırı sağ düşünceye kayıyor ve seçmenini de peşinden sürüklüyor.

Almanya İçin Alternatif Parti (AfD), Almanya’nın geleceği açısından her geçen gün daha tehlikeli bir kimliğe bürünüyor. Bundan birkaç yıl önce Euro karşıtı bir parti olarak ortaya çıkan ve kısa bir süre içinde İslam karşıtı bir karaktere bürünen partinin büyümesi durdurulamıyor. Özellikle Suriyeli mültecilerin kabulü ile birlikte seçmen sayısını arttıran parti, Almanya’nın en köklü partilerine bile meydan okuyabiliyor.

SEÇMENİNİ POPÜLİST SAĞDAN AŞIRI SAĞA GEÇİRDİ

Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatanperver Avrupalılar (PEGIDA) adlı hareketin misyonunu devralarak meclise giren AfD, 20 milyona yakın göçmenin yaşadığı ülkenin toplumsal barış ortamını tehdit edecek güce ulaştı. Friedrich Ebert Vakfının bir araştırmasına göre parti sadece büyümüyor, aynı zamanda daha da radikalleşiyor. Almanya’daki aşırı sağ ideolojinin gösterdiği gelişimi incelemek üzere gerçekleştirilen araştırma, AfD seçmenlerinin aşırı sağ ve düşmancıl düşüncelere en yüksek  derecede onay veren kesim olduğunu gösteriyor. Diğer parti seçmenlerinde bu durum az miktarda ve düşüş eğilimli olarak saptanmış.

SEÇMENİN ÜÇTE BİRİ MÜLTECİLERE KARŞI SALDIRGAN OLMAKTAN YANA

Araştırma iki yılda bir yapıldığı için AfD seçmenlerindeki onaylama eğilimi çok bariz bir şekilde yükselişte görülüyor. 2014 yılında yapılan araştırmada AfD seçmenlerinin aşırı sağ düşünce sınırına yaklaşmış bariz sağ ideoloji sahibi insanlar olduğu anlaşılmıştı. Yeni araştırma siyasi rotasını değiştiren partinin seçmenlerini de radikalleştirdiğini gösteriyor. Örneğin 2014 yılında yüzde 33,2 olan yabancı ve Müslüman karşıtlığı bu yıl yüzde 46,5’e yükselmiş. Mülteci düşmanlığı ise yüzde 56,6’dan yüzde 73,9’a ulaşmış. Mültecilere karşı saldırgan bir tutum içinde olunmasına taraftar olanlar ise parti içinde üçte bir oranında.

IRKÇI FİKİRLER NORMAL DÜŞÜNCE GİBİ YAYILABİLİR

Sonuçlar karşısında endişesini saklamayan araştırmacılar, artık popülist sağdan aşırı sağa kayan bu kesimlerin ırkçı propaganda ve önyargıları masum düşünce olarak toplum içinde açıkça paylaşmasının ve bunların kabul görmesinin beraberinde getireceği tehlikelere dikkat çekiyor. Halkın önemli bir kesiminin ülkenin diktatörlükle yönetilmesine sıcak bakması ise toplumsal huzur açısından vahim bir tabloya işaret ediyor.

DİKTATÖRLÜK, TEK ADAM VE TEK PARTi SEMPATİZANLARI ARTIYOR

Araştırmaya göre Almanların yüzde 4,4’ü milli çıkarlar için belli durumlarda diktatörlüğü en iyi devlet formu olarak görüyor. Yüzde 12’si ise toplumun tamamının faydası açısından tek bir lider tarafından güçlü bir şekilde yönetilmeye sıcak bakıyor. Toplumun tamamının çıkarlarını temsil edecek tek güçlü partiye sıcak bakanlar ise yüzde 23,3’ü buluyor.

MÜLTECİLER KONUSUNDA TOPLUM BÖLÜNDÜ

Özellikle mültecilerle ilgili düşmancıl fikirlerin kabul görmesinden korkuluyor. Araştırmaya göre halkın yarıdan fazlası insani bir iltica politikasını desteklerken, yüzde 24’ü de bu politikayı kısmen doğru buluyor. Ancak mültecilerle ilgili düşünce ve siyasi önlemlerin nasıl olması gerektiği söz konusu olduğunda AfD’ye yakın duranların sayısı artıyor. Bu da toplumun mülteciler konusunda bölünmüş olduğuna işaret ediyor.Eine radikale Minderheit der Deutschen insgesamt hat auch Sympathien mit einer rechtsgerichteten Diktatur. Zwar stimmen nur 4,4 Prozent dem Satz “Im nationalen Interesse ist unter bestimmten Umständen eine Diktatur die bessere Staatsform” zu. Doch schon 12,2 Prozent sagen: “Wir sollten einen Führer haben, der Deutschland zum Wohle aller mit starker Hand regiert”. Und 23,3 Prozent erklären: “Was Deutschland jetzt braucht, ist eine einzige starke Partei, die die Volksgemeinschaft insgesamt verkörpert.”