DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Çevre Kirliliğine Sebep Olan Etkenler ve Çözüm Yolları Nelerdir?

Çevre Kirliliğine Sebep Olan Etkenler ve Çözüm Yolları Nelerdir?

Çevrenin doğal yapısını ve bileşiminin bozulmasını, değişmesini ve böylece insanların olumsuz yönde etkilenmesini çevre kirliliği olarak tanımlayabiliriz. Çevre kirliliği uluslararası arenada ilk defa 5 – 16 Haziran 1972 tarihleri arasında Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen konferansta (Stockholm Konferansı) gündeme gelmiştir.  Çevre Kirliliğine Sebep Olan Etkenler ve Çözüm Yolları Nelerdir?  Çevre bilimcilere göre iki çeşit kirlenme vardır:Birinci

Çevrenin doğal yapısını ve bileşiminin bozulmasını, değişmesini ve böylece insanların olumsuz yönde etkilenmesini çevre kirliliği olarak tanımlayabiliriz. Çevre kirliliği uluslararası arenada ilk defa 5 – 16 Haziran 1972 tarihleri arasında Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen konferansta (Stockholm Konferansı) gündeme gelmiştir. 

Çevre Kirliliğine Sebep Olan Etkenler ve Çözüm Yolları Nelerdir?

 Çevre bilimcilere göre iki çeşit kirlenme vardır:Birinci Tip KirlenmeBiyolojik olarak ya da kendi kendine zararsız hale dönüşebilen maddelerin oluşturduğu kirliliktir. Hayvanların besin artıkları, dışkıları, ölüleri, bitki kalıntıları gibi maddeler birinci tip kirlenmeye neden olur. Buna geçici kirlenme denir. İkinci Tip KirlenmeBiyolojik olarak veya kendi kendisine yok olmayan ya da çok uzun yıllarda yok olan maddelerin oluşturduğu kirliliktir. Plastik, deterjan, tarım ilaçları, böcek öldürücüler radyasyon vb. maddeler ikinci tip kirlenmeye neden olur. Buna kalıcı kirlenme denir.Günümüzde en yaygın olan kirlilik su, hava, toprak, ses ve radyasyon kirliliğidir. Çözüm yolları da kirliliğin türüne göre değişmektedir.su-kirliligi

1. SU KİRLİLİĞİ

 Lağım sularıyla sanayi atık suları su kirliliğini oluşturan etmenlerin başında yer alır. Bunun yanında petrol atıkları, nükleer atıklar, katı sanayi ve ev atıkları da önemli kirleticilerdir.Bunlar denizlerdeki bitki ve alg gibi kaynakları yok etmektedir. Kirlenme sonucu denizlerde nehir ve göllerimizde hayvan ve bitki soyları tükenmektedir Su kirliliği nasıl önlenir?Yeni yaygınlaşmaya başlayan  arıtma tesisleri, lağım ve sanayi atık sularını hem kimyasal hem de biyolojik olarak temizlemektedir. Böylece hem sulama suyu gibi yeniden kullanılabilir su kazanılmakta hem de denizlerin kirlenmesi önlenmektedir.Bu nedenle sanayileşme mutlaka arıtma tesisleri ile birlikte planlanmalıdır.hava-kirliligi

2. HAVA KİRLİLİĞİ

 Evler, iş yerleri, sanayi kuruluşları ve otomobillerin çevreye verdikleri gaz atıklar havanın bileşimini değiştirir. Havaya karışan zararlı maddelerin başlıcaları kükürt dioksit (SO3), karbon monoksit (CO), karbon dioksit (CO2), kurşun bileşikleri, karbon partikülleri (duman), toz vb. kirleticilerdir. Ayrıca deodorant, saç spreyleri ve böcek öldürücülerde kullanılan azot oksitleri, freon gazları ile süpersonik uçaklardan çıkan atıklar da havayı kirletir. Zararlı gazların yağmur bulutlarına karışmaları sonucunda asit yağmurları oluşur. Asit yağmurları da bir yandan yeşil alanları yok etmekte bir yandan da suları kirletmektedir.Aşırı artan karbon dioksit, atmosferin üst katmanlarında birikerek ısının, atmosfer dışına çıkmasını engeller. “Sera etkisi” yapar ve küresel ısınmayla buzulların erimesine sebep olur.Freon, kloroflorokarbon (CFC) gibi gazların etkisiyle ozon tabakası incelmektedir. Bunun sonunda güneşin zararlı ışınları yeryüzüne ulaşarak cilt kanseri gibi hastalıklara ve ölümlere neden olmaktadır.Büyük yangınlar da önemli ölçüde hava kirliliği yaratır. Örneğin; orman yangınları, körfez savaşında olduğu gibi petrol yangınları vb. Hava kirliliği nasıl önlenir? 

  • Sanayi kuruluşlarının atıklarını havaya vermeleri önlenmelidir.

 

  • Fosil yakıt kullanımı azaltılmalı. Bunun yerine doğalgaz, güneş enerjisi, jeotermal enerji vb. enerjilerin kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.

 

  • Karayolu taşımacılığı yerine demiryolu ve deniz taşımacılığına yönelinmeli.

 

  • Büyük kentlerde toplu taşıma hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır.

 

  • Yeşil alanlar artırılmalı, orman yangınları önlenmelidir.

 

  • Ozon tabakasına zarar veren maddeler kullanılmamalıdır.

 ses-kirliligi

3. SES KİRLİLİĞİ

 İnsan için 35–65 dB(desibel) sesler normaldir. 65–90 dB sesler, sürekli işitildiğinde zarar verebilecek kadar risklidir. 90 dB’in üzerindeki sesler tehlikelidir. Ses kirliliğine sebep olan etmenler:

  • Sanayileşme

 

  • Plansız kentleşme

 

  • Hızlı nüfus artışı

 

  • Ekonomik yetersizlikler

 

  • Gürültü ve gürültünün sonuçları hakkında yeterli eğitimin verilmemiş olması

Ülkemizde, “Gürültü kontrol yönetmeliği” uygulanmaktadır. Fakat yönetmeliğin amacına ulaşabilmesi için insanların bu konuda bilinçlendirilmeleri gerekmektedir. Ses kirliliği nasıl önlenir?  

  • Gürültü yapan kuruluşlar, şehirlerin dışında kurulmalıdır.

 

  • Otomobil vb. araç kullanımını azaltacak önlemler alınmalıdır.

 

  • Eğlence yerleri vb. ortamlarda yüksek sesle müzik çalınması engellenmelidir.

 

  • Ev ve iş yerlerinde ses geçirmeyen camlar (ısıcam gibi) kullanılmalıdır.

 

4. TOPRAK KİRLİLİĞİ

 Topraktan bitkilere geçen kirletici maddeler, besin zinciri yoluyla hayvanlara ve  insana kadar ulaşır. Hastane atıkları gibi mikroplu atıklar, hastalıkların yayılmasına neden olur. Toprak kirliliğine neden olan başlıca etmenler: 

  • Hava kirliliğinden kaynaklı asit yağmurları

 

  • Sanayi, iş yeri, ev ve hastane atıkları

 

  • Gereksiz yere yapay gübre, tarım ilacı vb. kullanımı

 

  • Tarımda gereksiz hormon kullanımı

 

  • Radyoaktif atıklar

 

  • Su kirliliği toprak kirliliğine neden olurken, toprak kirliliği de özellikle yer altı sularının kirlenmesine neden olur.

 Toprak kirliliği nasıl önlenir?   

  • Yapay gübre ve tarım ilaçlarının kullanılmasında yanlış uygulamalar önlenmelidir.

 

  • Yerleşim ve sanayi alanları tarım topraklarında kurulmamalı, yeşil alanlar artırılmalıdır.

 

  • Ev ve sanayi atıkları, toprağa zarar vermeyecek şekilde depolanmalı .

 

  • Nükleer enerji kullanımı bilinçli şekilde yapılmalıdır.

 radyasyon-kirliligi

5. RADYASYON

 Radyasyon, radyoaktif element denilen bazı elementlerin atom çekirdeğinin kendiliğinden parçalanarak etrafa yaydığı alfa, beta ve gama gibi ışınlara denir.Çevreye yayılan bu ışınlar, canlıları etkileyerek hücrelerinde ve genlerinde bozulmaya neden olur. Hatta yoğun radyasyon, canlının ölümüne neden olabilir. (1945’te Japonya’ya atılan atom bombası, 26 Nisan 1986’da Rusya’daki Çernobil nükleer kazası ölümlere yol açmıştır.)Uzun süreli radyasyon şunlara yol açar: Kanser oluşması, Katarakt oluşması, Ömrün kısalması (erken ölümler), Sakat ve ölü doğumlar Radyasyonun etkilerinden korunmak için neler yapılabilir?   

  • Radyasyonlu cihazlarla(röntgen, MR) yapılan teşhis ve tedavilere çok başvurulmamalı

 

  • Radyasyonlu ortamlarda özel giysiler (kurşun önlük, özel maske) kullanılmalıdır.

 

  • Radyasyon kaynağından uzak durulmalı, en kısa sürede radyasyonlu ortam terk edilmelidir.

 Radyoaktif kirlilik nasıl önlenir?   Radyasyon, doğadaki radyoaktif maddelerden çok, bunların kullanıldığı ortam ve olaylardan çıkar. Bu yüzden:

  • Nükleer santraller, nükleer enerjiyle çalışan gemiler sızmaya yol açmayacak şekilde kullanılmalı.

 

  • Özellikle silah vb. amaçla yapılan nükleer denemeler durdurulmalı.

 

  • Ayrıca teşhis ve tedavide kullanılan bazı cihazlar, tıbbi malzemelerin ve suların dezenfekte edilmesi için kullanılan araçlar azaltılmalıdır.