DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Mehmet yapınca suç, Max yapınca değil

Mehmet yapınca suç, Max yapınca değil

Almanya’da göçmenlerin işledikleri suçların ihbar yoluyla polis kayıtlarına geçme ihtimali yüksek. Aynı suçu Mehmet yerine Max işlediğinde ihtimal azalıyor.

Almanya’da göçmenlerin işledikleri suçların ihbar yoluyla polis kayıtlarına geçme ihtimali yüksek. Aynı suçu Mehmet yerine Max işlediğinde ihtimal azalıyor. Kriminlolog Christian Pfeiffer’in Mehmet Formülü ile açıkladığı bu durum Almanya İçin Alternatif (AfD) adlı partinin yükselişini durdurmak için başka partilerin de benzer söylemlere başvurması ile içinden çıkılmaz hale geldi.‘Mehmet Formülü’, genellemelerin ve gerçekleri saptırmanın sosyal medyanın da etkisiyle daha güçlü bir şekilde yayılmasının bir diğer adı olmuş durumda. Bunun bir sonucu olarak her iki Alman kadından biri mültecilerin gelmesi ile birlikte kadınlara yönelik şiddetin artacağından korkuyor.

‘MEHMET FORMÜLÜ’NE GÖRE SUÇU ALMANLAR İŞLEDİĞİNDE İHBAR İHTİMALİ DÜŞÜYOR

Pfeiffer ise bu bakışın oluşmasında polis istatistiklerinin de rolünün olduğunu söylüyor ve bu istatistiklerin gerçeği çarpıtabildiğini dile getiriyor. Kriminologun anlattığına göre şayet Max Moritz tarafından dayak yerse polise ihbar edilme ihtimali yüzde 19. Aynı oran Mehmet Max’ı dövdüğünde yüzde 31’e fırlıyor. Aynı şekilde bir yabancı bir Alman kadını çalıların arkasına sürükleyip tecavüz ettiğinde ihbar ihtimali çok yüksek. Fakat tecavüz eden kişi işyerinden bir arkadaş veya patronsa ihbar oranı önemli derecede düşüyor. Kriminolog, bu durumu ‘Mehmet Formülü’ olarak değerlendiriyor ve polis ihbarlarından yola çıkarak çıkarılan istatistiklerin ne kadar doğru olduğunu sorguluyor. Pfeiffer’e göre kaçınılmaz olan bu çarpık tabloyu tartışmaların merkezine çekmek gerekiyor ki ortaya konan rakamlar istismar edilmesin.

SUÇUN SORUMLUSU ETNİK KÖKEN DEĞİN; AKSİNE YAŞ VE İŞSİZLİK

Bununla birlikte Pfeiffer de yüz yabancının sebep olduğu suçun yüz Almanın sebep olduğu suçtan daha yüksek olduğunu kabul ediyor. Ancak uzmana göre burada da suçluların etnik kökenine bakmak yerine başka gerekçeleri aramak gerekiyor. Örneğin göçmen ve mülteciler arasında genç, işsiz ve sosyal açıdan entegre olmamış insan sayısının çok olduğuna dikkat çeken kriminolog, bu gibi risk faktörleri Almanlarda da görüldüğü vakit onlarda da aynı şekilde yüksek suç oranlarına rastalacağını kaydediyor.

GÖÇMENLERDE SUÇ İŞLEME ORANI ARTMIYOR, AZALIYOR

Peki göçmenler arasındaki suç işleme oranı artıyor mu? Kriminolog bu iddiayı da doğrulamıyor ve tam tersine düşüşten bahsediyor. Die Welt gazetesi de bu yılın ocak ila mart ayları arasında suç işleme oranlarının yüzde 18 oranında düştüğünü haber yapmıştı. Bir diğer kriminolog Ulf Küch Kosova ve Kuzey Afrika ülkelerinden gelenlerde yıllardır devam eden bir suç potansiyeli olduğunu söylese de suçun daha ziyade problemin üzerine gitmeyen siyasette olduğunu dile getiriyor. Küch’e göre siyasiler üzerlerine düşen görevi yapmadıkları için bu gruplar artık sınır dışı edilemiyor ve diğer mülteci grupları zora sokuyorlar.

KÜLTÜREL ÜSTÜNLÜK TASLAMANIN ALEMİ YOK

Bütün bunların ışığında kriminolog Pfeiffer’in Alman halkına bir çağrısı var. Uzmana göre mültecilerin memleketlerinde maruz kaldıkları şiddeti Almanya’da karşıt gördükleri kişilere yaşatmak gibi bir niyeti olduğuna henüz rastlanmadı. Aynı şekilde Freiburg gibi şehirlerde meydana gelen cinsel motivasyonlu cinayetlerin de Arap ülkelerinde olduğu ileri sürülen erkekli kültürü ile alakası yok. Freiburg’daki cinayetin asıl saikinin ne olduğunu beklemek gerektiğini söyleyen Pfeifer, “Kültürel üstünlük taslamanın alemi yok” uyarısında bulundu.