DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Arap dünyası AB’ye neden sempati duymuyor?

Arap dünyası AB’ye neden sempati duymuyor?

Almanya’da yapılan bir araştırmaya göre Arap dünyası Avrupa Birliği’ne sıcak bakmıyor. Bu ülkelerde yaşayan insanlar özellikle AB’nin Arap ülkelerinin iç işlerine karışmasını sevmiyor.

Arap ülkelerinde yaşayan insanların çoğu Avrupa Birliği’ne (AB) soğuk bakıyor. Sebebi ise AB’nin bu ülkelere yukarıdan bakması. Münster Üniversitesi’nin farklı öğrenim dallarından bilim insanlarının katılımıyla gerçekleştirdiği geniş çaplı bir araştırmaya göre Arapların önemli bir bölümü AB’nin milli meselelerine karışmasından hoşlanmıyor.‘Din ve Politika’ başlıklı araştırmanın yürütüldüğü Arap ülkelerinin hemen hemen tamamında AB’ye olumlu bakanların oranı yüzde 10 ile 45 arasında değişiyor. Araştırma ekibinin başında yer alan Prof. Dr. Bernd Schlipphak, bu derece eleştirel bakışın Latin Amerika, Asya ve Sahra Altı Afrika’da bulunmadığını söylüyor. Bu bölgelerde AB’ye olan olumlu bakışın yüzde 70’in üzerine çıktığı biliniyor.

ARAPLAR, BAŞKA ÜLKELERİN İÇİŞLERİNE KARIŞMASINI İSTEMİYOR

Arapların AB’yi sevmemesinin en önemli sebebi içişlerine karışılması. Schlippak, “Bir ülkenin toplumunda kendi milli kaderini bizzat tayin etme arzusu ne kadar güçlü ise negativ AB algısı da o kadar güçlü oluyor ve bu arzu sadece ‘Arap Baharı’ denen dönemle birlikte bailamış değil.” diyor. Egemenlik arzusunun güçlü olmasına bir diğer sebep olarak sömürge dönemini de gösteren profesör, dinin ise AB’yi negatif algılamada sanıldığı gibi güçlü bir rol oynamadığını kaydediyor. Schlippak, “Analizlerimiz, AB algısının dini bir lidere yakınlık sayesinde etkilenmediğini gösteriyor” şeklinde konuşuyor.

KENDİ HÜKÜMETLERİNİN BAŞARISIZLIĞI AB’YE ATFEDİLİYOR

Arapların AB muhalifi bir duruş sergilemesinde diğer siyasi oluşumlara olan güvensizlik de rol oynuyor. Örneğin Araplar kendi hükümetlerine, ülkelerinin ekonomik durumuna da güvenmiyorlar ve dünyaya daha az açık olmaları da eklenince AB algısı olumsuz bir hal alıyor.Araştırma, oniki Arap ülkesinde gerçekleştirilmiş ve Arap toplumlarının tamamını ele alması bakımından bir ilk olma özelliğini taşıyor. Bu zamana kadarki araştırmacılar Arap dünyasındaki elit kesime yönelikti. Araştırmanın yürütüldüğü ülkeler ise Ürdün, Filistin, Lübnan, Mısır, Sudan, Cezayir, Fas, Libya, Yemen, Kuveyt, Tunus ve Irak.

AB, YUKARIDAN AŞAĞIYA DOĞRU İLİŞKİ KURMAKTAN VAZGEÇMELİ

Siyaset bilimcinin bu sonuçlar ışığında AB ülkelerine bazı tavsiyeleri de var. Buna göre AB, Arap ülkelerinde dış politikaya yönelik hedefler ürettiğinde bu ülkelerin toplumlarındaki hassasiyetleri ciddiye almalı.Demokratikleşme ve toplumsal liberalizm gibi istikrarlı ekonomik ilişkiler için önemli birer şart olan faktörlerin hayat bulmasının ancak sivil toplumdaki projeleri desteklemekle mümkün olduğunu anlatan uzman, yukarıdan aşağıya bir ilişki kurmak yerine aşağıdan yukarıya doğru bir ilişki kurmanın gerekliliğine dikkat çekiyor. Schlippak şöyle diyor: “Dünyanın başka ülkelerinde ekonomik beklentiler ve milli siyasi kurumlara güven uluslararası örgütlere olan bakışı belirlerken, Arap dünyasında en önemli belirleyici faktör kültürel olarak yerleşmiş olan onur ideali. Bu bakımdan da kendi milli kaderini kendinin tayin etmesi öne çıkıyor. “Araştırmaya göre Arapların çoğu uluslararası işbirliğini doğru buluyor ancak başka ülkelerin veya örgütlerin iç siyaset söz konusu olduğunda öğretmen kesilmesine sıcak bakmıyor. AB ise kendini ‘iyi bir güç’ olarak algılıyor ve başka ülkelerin de bunu böyle algılamasını istiyor.

AB KARŞITLIĞI EN ÇOK CEZAYİR’DE

Ne var ki, Araplar çoğunluk olarak AB’yi sadece kendi çıkarlarını düşünen müzakere ortakları olarak görüyor. Bu bakımdan araştırmacılar AB’nin başka ülkelere yukarıdan aşağıya doğru bir ilişki kurarak yaptırımlarla amacına ulaşmasını doğru bulmuyor.Bununla birlite AB’ye olan bakış ülkeden ülkeye değişebiliyor. Örneğin en olumsuz AB algısı yüzde 11ile Cezayir’de. Fas’taki olumlu yaklaşım ise yüzde 60’a kadar çıkıyor.