DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Aşk Masumdur, İnsanlar Değil.

Aşk Masumdur, İnsanlar Değil.

Gönlünüzü verdiniz,Aklınızı nadasa bıraktınız,Her sözünü kanun hükmünde saydınız,Gölgesinin süzüldüğü her yola ayrı bir hasretle baktınız,Hayal ettiniz,Ümit ettiniz,Sabit iken dahi halay çekebilirdiniz,Kulaklarınızda çınlayan sesi, adeta şakıma, adeta melodi,Midenize tek lokmalık hayrınız kalmamış,Kan dolaşımınızın hızına ışık hızı yetişememiş,Aynalar çaresiz, utangaç, yanaklar allanmış, gözler süzülmüş, kaşların ortasına kuş kafası koysan, çocukların çizdiği resimlerdeki kuşların kanatlarına benzemiş,Yeşiller daha yeşil,Gökyüzü

Gönlünüzü verdiniz,Aklınızı nadasa bıraktınız,Her sözünü kanun hükmünde saydınız,Gölgesinin süzüldüğü her yola ayrı bir hasretle baktınız,Hayal ettiniz,Ümit ettiniz,Sabit iken dahi halay çekebilirdiniz,Kulaklarınızda çınlayan sesi, adeta şakıma, adeta melodi,Midenize tek lokmalık hayrınız kalmamış,Kan dolaşımınızın hızına ışık hızı yetişememiş,Aynalar çaresiz, utangaç, yanaklar allanmış, gözler süzülmüş, kaşların ortasına kuş kafası koysan, çocukların çizdiği resimlerdeki kuşların kanatlarına benzemiş,Yeşiller daha yeşil,Gökyüzü daha derin,Börtü böcek daha bir kardeş,Bulutların mesafesi kalmamış, hepsi pembeleşmiş, pamuk şekerleşmiş,Bakışlar tatlanmış, diller keza…Sanılan odur ki, her ses sanki tek bir ağızdan çıkarmış,Sancılanan karın boşluğunun ince sızısına aldırılmazmış,Uzun sözün kısası,Her güzel şeyin sebebi; Aşk’mış.“Yaşamadım” diyen yalan söyler. Evet, yaşadınız ve hatta yaşadık ama yukarıda saydığım ve sayabileceğimiz daha bir sürü etkiye rağmen neticede elde avuçta kalan bunlar dışında koca bir boşluk.Boşu boşuna mı?Elbette hayır.Bu denli bedensel işlev yaratan ve adeta fizik tedavi gördüren hadisenin boşa sayılması mümkün mü? Bardağın dolu tarafından bakanlar için mümkün değil.Hemen herkesin de bilmişlik sergileyebileceği, romanlar kaleme dökebileceği, şiir şelaleleri oluşturabileceği, arabeske damar nakilleri yapabileceği, mezesi en bol konu hakkında akıl verici kesilecek değilim. Sadece küçük bir soru sorup çıkacağım;“Âşık oldunuz da, kabullenildiniz mi?”Tabi canım, hepiniz kafa salladınız hemen, düşünmeden, tartmadan.Bilmem mi, hepiniz kabullenildiniz.Kabullenilme kelimesini kişisel alırsanız farklı, kişiliksel alırsanız farklı.Kişiliğiniz kabullenildi mi?Kişilik bozukluğunuz yok ise, sizi kabullenmek zor olmasa gerek. Peki ya kişisel egoyu kim durduracak? Sadece kendisinin yaşaması için yaşatan insanın vereceği zarar, yukarıda, ilk başta saydığım hallerden daha beterdir.Aslına bakarsanız, o hallerin tümünü yaratan da bu kabullendirme mücadelenizdir.Şimdi düşünme ve not alma sırası sizlerde…Kendinizi kabul ettirebilmek için neler yaptınız da harcadınız akan zamanı?Yoksa, karşınızdakinin kendisine mi dönüşmeye başladınız?Ne giyerse o tarz giydiniz, ne dinlerse o tarz dinlediniz, ne konuşursa onu dinlediniz, ne dediyse sözünü dinlediniz, ne yaptıysa hoş gördünüz, ne yaptıysanız hoş görüsü müddetince değiştirdiniz ama sonuç itibariyle sevdiniz…Anladı mı?Anladıysa, sol elinizin serçe parmağı yanındaki parmakta sarı ya da beyaz halkamsı ama değerli bir şey vardır.Ya yoksa?Siz tartışın ama vazgeçmeyin kendinizden. Sizi, siz iken sevecek illaki vardır.Olmalıdır…Huzur kaynağı işte budur.Mutlu ve uzun ömürlü geleceğin sırrı budur.“Biz” olmak, “Bir” olmak adına adım atmak için yıpratsanız kendinizi, aşkın kalıcılığı ve katıksızlığı ışımaya başlar.Bencillik; kırıcı bir eylemdir, yıkıcı bir süreçtir, yırtıcı bir kuş misali gönlü kemirir. Arda kalan sadece sizin varlığınız olsa da, mutsuzluk bina eden etkendir. Mutsuzluk, sonucunu farklı arayışlarda ortaya döker.Memnuniyetsizliğin bedelini niye aşk ödesin?Ya da niye âşık ödesin?Nelere kâdir olduğunu çözemediğimiz aşkın köküne kibrit suyu döktürmenin mecburiyetinde miyiz?Sadece; “Beni sev” yerine “Sevilelim” diyebilme özgüvenini taşıyabilenler hak eder huzurlu sevişmeleri.Sevişme kelimesinin içini boşaltıp, elyafla doldururcasına cinsellik tıkıştıranlara da bir çift cümlem olacak…Dostlarım,İnsan doğası gereği ve/veya yaradılış sebepleri, her ne gerekçe ile olursa olsun, bildiğimiz bir gerçek var ki, cinsellik, üremek, çoğalmak, sevmek ve sevilmenin hat safhası halı altına süpürülecek, görmezden gelinecek olgular değil. Yaşamın sürmesi için gereklilik. Sapkınlık ve her şeyin tek temeliymişçesine yaklaşımlar, yüksek ego sahibi, bencillikten çıldıran arzu ve şehvet gladyatörlerinin mesleğidir. İçselleştiremeyenler için sudan, oksijenden, ozon tabakasından, besinden daha önemli, gerekli ve seçimsizdir. Bu zihniyetin meslektaşlarınca, karşılıklı sevilme haline verilen “sevişme” eylemsi kelimesinin malumunuz konuya hapsedilmesi elbette çok kolaydır. Fakat yanlıştır, olmamalıdır.Kendi iç kontrolünü sağlayamayanların sapkınlıklarının sınırının olamayacağını daha dün medyadan takip ettiğimiz olay çerçevesinde gözümüzle tanık olduk. Hırdavatçı komşu amca tarafından kaçırılan ve türlü fenalıklar sonrası yaşama hakkı elinden alınan ve henüz sadece üç buçuk yaşında olan kızımızın yaşadığı olayı bilinçaltımızdan asla çıkarmayalım. Bilinçaltında sadece seks olan ancak üreme organı kadar beyine sahip olmayan canavar ruhlu haysiyet yoksunlarından çocuklarımızı, gençlerimizi hatta kendimizi bilincimizi temizleyerek koruyabiliriz.Sinir, tepki ve beddualarımla yüklü son paragrafı fazla uzatmayacağım.Anlayan anlar….Ha, şu da var ki, artık anlayın be kardeşim…Sınırsız, öyle kafanızın estiğince zevk-ü sefa yoktur, olmaz, olamaz!…Bencillikleri ile kabullenmeyenlerin ceremelerini düşünceye bile imkânsız gelenlerin çekmesine artık izin vermeyin.Sevin, sevilin, tanıyın, benimseyin, hoş görün, sahiplenin, fedakârca yaklaşın, hissedin, anlayın, dinleyin, tartışın, tartın ve “bir” olun, “biz” olun.Dünya daha sevgi dolu ve yaşanılır olacak o zaman, buna emin olun.Öte yandan; “Bana Sen – Sana Ben” felsefesini sevgiyle tümleyen ve bana aşkı yaşamanın ne olduğunu fark ettiren, varlığımın parçası, biricik kızımın değerli annesi olan, dost, yâr, yâren, arkadaş, sırdaş, sevgili, en yakınım, tek sebebim candaş eşim Neslihan’ıma da hepinizin huzurunda teşekkürlerimi, sevgi dolu tüm hislerimi ve kalbimi sunuyorum. Tüm âşıkların böyle aşkı sonsuzca yaşayabilmesi ümidiyle…