DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Bozdag: Suriye üzerinde farkli hesaplar var

Bozdag: Suriye üzerinde farkli hesaplar var

Bozdağ, Haber Türk televizyonunda yayınlanan “Başkent Gündemi” programına konuk oldu, soruları yanıtladı. Suriye’de yaşananların büyük bir insanlık dramı olduğunu ve insanlık suçu işlendiğini ifade eden Bozdağ, son kimyasal saldırıda binden fazla insanın hayatını kaybettiğini anımsattı. Bozdağ, “Biz, Türkiye olarak ta başından beri Suriye’de kanın durması, insanların yaşaması, huzurun barışın orada olması için tavrımızı çok açıkça ortaya koyduk”

Bozdağ, Haber Türk televizyonunda yayınlanan “Başkent Gündemi” programına konuk oldu, soruları yanıtladı.

Suriye’de yaşananların büyük bir insanlık dramı olduğunu ve insanlık suçu işlendiğini ifade eden Bozdağ, son kimyasal saldırıda binden fazla insanın hayatını kaybettiğini anımsattı. Bozdağ, “Biz, Türkiye olarak ta başından beri Suriye’de kanın durması, insanların yaşaması, huzurun barışın orada olması için tavrımızı çok açıkça ortaya koyduk” diye konuştu.

ABD Başkanı Barack Obama’nın açıklamasına bakıldığında, Suriye’de rejim tarafından kimyasal silah kullanıldığının ve bunda şüphe olmadığının görüldüğünü ifade eden Bozdağ, Obama’nın konuşmasında ayrıca buna karşı uluslararası toplumun tavır koyması gerektiğini, bu durumun cezasız kalması halinde bundan sonra başkalarının da kimyasal silah kullanma konusunda kendinde çok daha fazla güç ve cesaret bulabileceği uyarısında bulunduğunu anımsattı.

Bozdağ, Obama’nın Libya’dakinin aksine Suriye konusunda Kongreye gitmesiyle ilgili bir soruyu yanıtlarken kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığı tartışmalarının ardından kimin kullandığı tartışmalarının yaşandığını, ardından da BM heyetinin incelemeler yaptığını anımsatarak “Esasında inceleme yapmadan önce de Türkiye dahil bütün ülkeler Suriye’de kimyasal silah kullanıldığını ve bunu bizzat rejimin kullandığını elindeki veriler çerçevesinde biliyor ve bunu değerlendirebiliyordu” dedi. Bozdağ, böyle bir konuda Obama’nın Kongreye gitme kararının bildiği kadarıyla bir ilk olduğunu ifade etti ancak bunun ABD Başkanının takdirinde olduğunu da vurguladı.

Türkiye’nin elindeki bilgi ve kanıtların başka ülkelerin de elinde olduğunu anlatan Bozdağ, heyeti inceleme yaptığı için BM’de ise bundan daha fazla bilgi olduğunu söyledi. Cesetlerde kan veya kurşun izlerinin bulunmadığını dile getiren Bozdağ, bunun açıkça kimyasal saldırı olduğunu ifade etti. Bazı ülkelerin Suriye’nin arkasında olduğunu, bu sebeple BM Güvenlik Konseyi’nde karar alınamadığını vurgulayan Bozdağ, bunun yanı sıra bazı ülkeler ve yapıların da Suriye’nin mevcut yönetimine desteklerinin bulunduğunu söyledi.

“Suriye’de bir yandan insanlar ölürken öte yandan siyasi birtakım stratejiler, taktikler, çıkar hesapları, onların üzerinde dönen bir başka yapı da ortaya çıkıyor, onu da biz görüyoruz” diyen Bozdağ, ABD’nin kimyasal silahları kırmızı çizgi olarak gördüğü için müdahale konusunda kararlı bir tavır ortaya koyduğunu aktardı. Bozdağ, bu kararı son derece önemsediklerini belirtti.

Bakanlar Kurulu toplantısında Suriye konusunun geniş kapsamlı ele alındığına değinen Bozdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya’da yapılacak G-20 Zirvesi’nde görüşmelerinde de Suriye’nin önde gelen konular arasında yer alacağını düşündüğünü ve gündeme getirileceğini ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, bir soru üzerine, “Suriye yönetiminin her ne düşünce ile olursa olsun Türkiye’ye dönük bir saldırıda bulunması, herhangi bir silah kullanması Suriye yönetimi açısından çok büyük olumsuz sonuçlar ortaya koyacağı açıktır” dedi. Bozdağ, Türkiye’ye yönelik bir saldırının NATO’ya yapılmış olacağı uyarısında bulundu. Bozdağ, hükümetin elinde 4 Ekim 2013′ e kadar geçerli olan bir tezkere olduğunu da anımsattı.

Bozdağ, Suriye’de insanların sadece kimyasal silahla değil bomba ve kurşunlarla da hayatını kaybettiğine dikkati çekerek, bunların birbirinden ayrılmaması gerektiğini vurguladı.

Siyasal çıkar hesapları

Suriye konusunda İran’ın tavrına ilişkin değerlendirmesi sorulan Bozdağ, ülkelerin tavırlarını, çıkarları etrafında bir değerlendirme yaparak ortaya koyduklarını ancak İran veya başka bir ülkenin bir yerde insanlar ölürken, öldürülürken ilkesel bir tutumla, insanı yaşatma anlayışıyla tavır koyması gerektiğini söyledi.

Uluslararası toplumun da bugün bu bakış açısına ihtiyaç duyduğuna işaret eden Bozdağ, geçmişte Kosova’da da benzer olaylar yaşandığını, 10 bin civarında Boşnak’ın hayatını kaybettiği dönemde BM’nin, bazı vetolar nedeniyle müdahale kararı alamadığını anımsattı. Bozdağ, “Böylesi büyük katliamların, adeta soykırımların yapıldığı bir yerde bile siyasal çıkar hesapları yapıldığı zaman, uluslararası sistem bu gözle baktığı zaman başkaları canavarlaşabiliyor. İnsanların öldürüldüğü, yaşam hakkının yok edildiği, herkesin gayri meşru bir şekilde zulümle yok edildiği bir noktada artık stratejik değerlendirmeler, taktiksel, çıkarsal, yaklaşımlar yerine en büyük strateji insanı yaşatmak ve bu ölümleri sona erdirmek üzerine olmalıdır” diye konuştu.

“Biz bu hadiselerin hiçbirine, Suriye’de veya başka yerde olanlara mezhepsel eksende hiç bakmadık” değerlendirmesinde bulunan Bozdağ, Esad yönetimiyle ortak Bakanlar Kurulu toplantısı yaptıklarını, ortak adımlar attıklarını, o dönemde iç politikada eleştiri konusu olduklarını hatırlattı. “O zaman da bu yönetim vardı ama o zaman insanlarını öldürmüyordu. Ne zaman insanlarını öldürmeye başladı, o zaman Türkiye tavrını değiştirdi” diyen Bozdağ, Türkiye’nin ölümden değil, yaşamdan yana tavır koyduğunu söyledi.

“Dini kılıflara büründürmek dine saygısızlık”

Bozdağ, “Hizbullah’ın adını değiştirmesi lazım, ‘Hizbuşeytan’ yapması lazım” sözlerinin anımsatılması ve “Zaman sizi haklı çıkardı mı?” diye sorulması üzerine de insanları öldürmenin dini bir gerekçesi olamayacağını, İslam dininin, bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek gibi bir vebalinin olduğunu söylediğini kaydetti. “Kardeşin kardeşi öldürmesini meşru, haklı, doğru gören bir anlayışı kabul etmek mümkün değil. Sadece İslam değil başka dinler de buna izin vermez” ifadesini kullanan Bozdağ, kardeşin kardeşini öldürmesini İslam’a bağlayanların büyük yanlış yapmış olacağını söyledi. Bozdağ, “Böylesi hadiseleri dini birtakım kılıflara büründürmek dine en büyük saygısızlıktır” dedi.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “Suriye’ye olası bir müdahalede Türkiye’nin muharip güç olma istediği, talebi var mı?” sorusunu ise “Yok öyle bir talep” diye yanıtladı.