DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Değerini Bil ve Doğrul

Değerini Bil ve Doğrul

“Şu belimi bir doğrultamadım gitti.”Bu yakınmayı hemen hepimiz bir defa dahi olsa kullanmışızdır.Doğrulmak için eğilmek lazım, bükülmek lazım, hatta iki büklüm olmak lazım. Bunun için de omuzlara taşınmayacak yükler bindirmek lazım. İçi de dört bir tarafın derdiyle kemirtmek lazım ki, tam mide bölgesinden ikiye bükülme kolaylaşsın. Alın boşluğuna da zincirleme sancılar ekleyecek düşünceler gerekiyor sos

“Şu belimi bir doğrultamadım gitti.”Bu yakınmayı hemen hepimiz bir defa dahi olsa kullanmışızdır.Doğrulmak için eğilmek lazım, bükülmek lazım, hatta iki büklüm olmak lazım. Bunun için de omuzlara taşınmayacak yükler bindirmek lazım. İçi de dört bir tarafın derdiyle kemirtmek lazım ki, tam mide bölgesinden ikiye bükülme kolaylaşsın. Alın boşluğuna da zincirleme sancılar ekleyecek düşünceler gerekiyor sos mahiyetinde. Böylece, doğrulacak sebepler dünyaya gözlerini açar.Ne kadar zor gereksinimler bunlar değil mi?Gülümsemeyin, düşünün.Bizi büklümlere uğratan ne, kim?Bizi büklümlere uğratan şeyin, konunun, sebebin, amacın ne olduğuna dair her birimizin ayrı hikâyeleri ve gerekçeleri vardır eminim ki. Bükülme sürecimiz ise tek ve ortak ne yazık ki. Hani bilsek ki, mücadele edersek kendimiz dahi hiç kimse üzülmeyecek, anında müdahale edebilmek için yola koyuluruz. Lâkin kim üzülür, kim kırılır, kime dokunur, kimi yaralar, kimi kızdırır, kimi korkunçlaştırır diye sıralarken bahanelerimizi, işte o sırada alın boşluklarındaki derin çizgilerden hızla bir akım geçer ve tüm kafatasının kuzey yarım küresini ele geçirir. Kimi tülbent sarar, kimi patates koyar, kimi eliyle ovar vs. Hap için buzdolabına koşanları da unutmayalım. Velhasıl, iyi olmayı ve iyi kalmayı başaramadığımızdan dolayı, kimseye yetemediğimizden dolayıdır ki, ne yapsak zarardayız, ne etsek kimseyi inandıramayız.Neden böyle?İşin aslı şu ki,Herkes, kendi istekleri doğrultusunda niyetlerine yön verdiğinden, yapıp ettiklerinizin hükmü, onların isteklerini karşılama ölçüsünce anlam kazanır zat-ı muhteremlerin gözlerinde. Es kaza kendi isteğinizden bir zerre için ayağınızı ileriye uzattığınızda bin bir gerekçeyle üç adım geriye savurmanıza neden olurlar. Tehlikenin farkındadırlar zira.Ya siz?Hani şu her ne yaptıysa çevresindekileri ve yakınlarını hoşnutsuz bırakmamak isteyenlerin oluşturduğu topluluk, size soruyorum.İnsanoğlunun gelişim sürecinde ayaktayken omurlarından itibaren çeşitli bölgelerinde meydana gelen ağrılar ve yorgunlukların sebebini daha önceden, en önceden, ilk insan türlerinin doğuşu sırasında ayakta olmayışına bağlayan evrimsel süreç analistlerini haklı bulmamız durumunda diğer hiçbir gerekçeyi görmemiş oluruz ve her sebeple de iyi geçinmemizi sürdürmüş oluruz.Evet, suçluyu bulduk;Evrim sürecimiz.Mademki, avlanmak ya da av olmamak için ayaklandık, ondan dolayıdır ki, şimdilerde her yanımız ağrılar içinde. Yoksa çevremizdeki fayda severlerin ne gibi kabahati olabilir? İki dirhem bir çekirdek halleri ile sadece kendilerine uygun hayatı yaşamaya çalışıyorlar. Olayın temelinde lanet olası evrim sürecimiz var.Merhaba Polonyalılar.Merhaba Kübalılar,Merhaba Şebinkarahisarlilar,Merhaba dünyanın her köşesindeki mutluluğu bulmuş derviş kılıklılar.Sizlere imrenen ben dahi o kadar çok kişiyiz ki buralarda, koloni oluşturacağız ama şu belimizi bir doğrultabilsek.İçindeki pamukları alınmış pelüş oyuncaklar kıvamından bir kurtulabilsek, nelere imza atacağız Allah muhafaza. Belki de bu yüzden Allah izin vermiyor doğrulmamıza ya da bir hayır vardır bunda da be kardeşler, olamaz mı?Belki de yere yaklaştırmak suretiyle sınamaların en büklümünü yaşatmayı istiyor olamaz mı?Yani, hırsızın hiç kabahati yok.Dervişlik makamına ulaştığını söyleyenleri bir kenara bırakırsak, kimse kendinden bu denli geçemez, geçmemeli. Evet, hiçliğimizin farkındayız ama hiç saydırmamalıyız kendimizi. Önce kendimizin değerini kendimiz bilmeliyiz. Siz, sizi önemsemezseniz, bir başkası, kim olursa olsun, asla sizi önemsemez. Kendisine önem ve değer verenleri düşünün. Kapatıverin gözlerinizi ve düşüncelerinizde o imrendiğiniz, kıramadığınız, üzemediğiniz, dediklerini ikiletmediğiniz, saygıda kusur göstermediğiniz, kusursuzca sevdiğiniz kendilerine değer verenleri gözünüzün önüne getiriverin. Benden size bir paragraflık müsaade, sonra gelin bu konuda gözümüzü nasıl açabileceğimizi bulalım.Acele etmeyin ve on saniye dahi olsa kapatın.Etkileşimli bir düşünüş olsun aramızda.Paragraf henüz başlamamışken, suratımızdaki gerginliğin oluşması sonrası paragrafımıza kavuşacağız hiç merak etmeyin.Evet,Ne gördük?Yalnızız ve mücadeleciyiz değil mi?Ama helal olsun şu gözümüzde canlanan insanlara ki, hem mutlular, hem de bir o kadar güçlüler. Canlandırmamıza rağmen, gerçeklikleri olmamasına rağmen, kısa birer görüntüden ibaret olsalar bile karşılarında bir anda saygı duruşuna durduk sıkarak dişlerimizi değil mi?Dişini sıkarsın, başına vurur, başını sıkarsın, midene vurur, mideni sıkarsın, ikiye bükülürsün.Hâlbuki, boşa canını sıkarsın da, ağzını açamazsın, elini kaldıramazsın, başını iki yana dahi sallayamazsın.Susarsın.Sen sustukça, elinden rahatlıkla alınacak ekmeklerin için başına vurma meraklısı olurlar.Efendi olup saygı duygusuyla yaklaştıkça da korkak sayarlar.Ne kadar acı…Göze alabileceğimiz kendi canımızın farkına vardığımız an itibariyle perdeler açılır, roller daha adil dağıtılır ve en nihayetinde doğruluruz iki ayaküstünde.Zor mu?Göze alamadığınız şey hayatınız olur ise, oldukça kolay.Ufak tefek girişimlerde bulunun,Kendi öneminizi oluşturan varlığınızın hayat içerisine bıraktıklarının farkına varın, bulun, görün,Sonra, bu değerli varlık olan kendinize saygı duyun, üzülmemesi, kırılmaması, darılmaması için mücadele edin ve bükülmeyin.Kabullenilmeyecektir ilk başta ama kabullenilmeyecekse gerçekten size saygı ve önem yerlerdedir.Direnir ve diretirseniz bir dahaki göz kapamanızda huzuru canlandırırsınız karanlıklarınıza.Hepsi tamam da,Şu belinizi bir doğrultabilseniz…Sanmayın ki, değersizsiniz.Her şeyden önce, herkesten önce,Değer sizsiniz.Bir bilseniz,Bildirseniz,Temiz,Egosuz,Ağrısız, sızısız,Aksi halde hep huzursuz, hep mutsuz…Yetişemediğiniz, ertelediğiniz, uzaklaştığınız ve soğuduğunuz bir yığın andan, anıdan ve kişiden tek başına sorumlu olursunuz.Çok daha yaşanır, uzun soluklu bir hayata bir direnç kadar uzaktasınız.Lâkin,Şu belinizi bir doğrultsanız…Buna değersiniz.Yoksa hep diğersiniz.Önümüzdeki haftaya kadar kendinize dikkat ediniz.