DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
En Yeni Yalan; Emekli Aylığı Alırken Yurtdışında Çalışabilirsiniz

En Yeni Yalan; Emekli Aylığı Alırken Yurtdışında Çalışabilirsiniz

Gurbetçi ümit tüccarlarının tuzağından kurtulamıyor. 1980’li yıllar da kooperatifler, 1990’lı yıllarda kâr ortaklığı vaadeden Holdingler. En Yeni Yalan; Emekli Aylığı Alırken Yurtdışında Çalışabilirsiniz. Arkasından kaptırılan paranızı alacağız diyen avukatlar.. Liste uzayıp gider.. En Yeni Yalan; Emekli Aylığı Alırken Yurtdışında Çalışabilirsiniz Konuyu uzatmayalım. En son ümit tüccarlığı yurtdışı borçlanma ile emekli olanların mahkeme yolu ile yurtdışında

Gurbetçi ümit tüccarlarının tuzağından kurtulamıyor. 1980’li yıllar da kooperatifler, 1990’lı yıllarda kâr ortaklığı vaadeden Holdingler. En Yeni Yalan; Emekli Aylığı Alırken Yurtdışında Çalışabilirsiniz. Arkasından kaptırılan paranızı alacağız diyen avukatlar.. Liste uzayıp gider..

En Yeni Yalan; Emekli Aylığı Alırken Yurtdışında Çalışabilirsiniz

Konuyu uzatmayalım. En son ümit tüccarlığı yurtdışı borçlanma ile emekli olanların mahkeme yolu ile yurtdışında çalışma haklarının alınmasıyla ilgili. Gurbetçinin yıllardır beklediği ama bir türlü hükümetlerden ve devletten  alamadıkları bu yasağın kaldırılması sözünü mahkemeleri zorlayarak alma ümidi istismar ediliyor.Nasıl mı? TV’lerde programlar yapıp reklam veren bazı kişi ve kuruluşlar tarafından aylardır şu son yalan pompalanıyor: “Şubat 2016’da Türkiye’de torba yasa çıktı. Bununla yurtdışı veya Türkiye emeklilik süreleriyle emekli aylığı alanlardan Türkiye’de çalışırken kendilerinden artık sosyal güvenlik destek primi (SGDP) kesilmeyecek. Türkiye’de bu imkan getirilirken yurtdışında çalışanlara hiç emekli aylığı verilmemesi Anayasa’daki eşitlik ilkesine aykırı. Bu nedenle hakkınızı dava yolu ile alıyoruz. Geç kalmayın siz de dava açın! “Peki gerçekten böyle bir dava açılsa kazanılabilir mi? Hemen cevap verelim. Böyle bir davanın kazanılma şansı kesinlikle yok. Zira mahkemeler ancak kanunu uygularlar ve kanunu yorumlayabilirler. Oysa yurtdışında çalışmayı yasaklayan 3201 sayılı Kanunun 6 ıncı maddesi 2010 yılındaki değişiklikten sonra çok açık bir şekilde “ Bu kanundan faydalanarak emekli olanlar yurtdışında çalışamazlar, Türkiye’de ise SGDP kesilerek çalışabilirler” diyor. Mahkeme bu hükmü ne değiştirebilir ne de bir üst kanun olan Anayasa’ya göre yorumlayıp karar verebilir. Burada kanunen mahkemenin yapabileceği hiçbir şey yok.Gerçekten eşitlik ilkesine aykırı mı bu uygulama? Yalanı ortaya atanlar uygulamanın Anayasa’daki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söylüyorlar. Haklı olabilirler ancak buna avukatlar ve mahkemeler değil Anayasa mahkemesi karar verebilir. Burada herşeyden önce şunu belirtmekte yarar var. Şubat 2016’da çıkan torba kanun emekli olduktan sonra Türkiye’de esnaf olanlardan yani Bağkur’a tabi bir iş yapanlardan SGDP kesintisini tamamen kaldırdı. İşçi olarak çalışanlarla memur olarak çalışanlardan bu SGDP kesintisini kaldırmadı. Onlar çalışmaları halinde % 10 SGDP ödemeye devam ediyorlar. Görüldüğü gibi bir eşitlikten bahsedilecekse Türkiye içerisinde emekli olup aylık alanlar arasında bir eşitsizlik olmuştur. Yukarıda da söylediğimiz gibi yurtdışında çalışma yasağının Anayasaya aykırılığını ne avukatlar ne mahkemeler yorumlayıp karar alabilirler. İşte bu noktada vatandaşımızın dikkatini çekmek istiyoruz. Bu yalanı söyleyenler Anayasaya aykırılık iddiasında bulunup mahkemeden bu maddenin ilgili bölümünün iptalini isteyebilirler. Böyle bir hakları var. Mahkeme de bu iddaiyı ciddiye alıp Anayasa mahkemesine iptal davası açabilir. Ama bunun bir şartı var. Aynı konuda Anayasa mahkemesine başvurulmamış ve karar verilmemiş olması gerekir. Oysa bu konuda daha önce Ankara 2. İş Mahkemesi önüne gelen davada bu düzenlemenin şimdiki yalan pompalayanların dediği gibi Anayasadaki eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddiasını ciddiye almış ve Anayasa mahkemesinde yurtdışı yasağını getiren bu maddenin iptali için dava açmış. Anayasa mahkemesi de 16 Mayıs 2003 tarihli 25110 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 16.12.1998 günlü ve 1998/46-83 sayılı kararıyla “ ….Yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı olacağı anlamına gelmez. Durum ve konumlardaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumda olanların aynı, ayrı hukuksal durumda olanların da ayrı kurallara bağlı tutulmaları Anayasa’da öngörülen EŞİTLİK İLKESİNİ ZEDELEMEZ. 3201 sayılı Yasa’nın 6. maddesinin (A) paragrafının birinci fıkrasının (a) bendi ile yaşlılık aylığı tahsisi için getirilen yurda kesin dönüş koşulu, işten ayrılma yönünden yurt içinde ve dışında çalışanlar arasında bir ayrıma neden olmadığından Anayasa’da öngörülen EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRILIK bulunmamaktadır” gerekçesiyle reddederek kanunu iptal etmemiş, hukuken son sözü söylemiştir.Dolayısıyla yalanı pompalayanların gösterdikleri gerekçe kesin Anayasa mahkemesi kararıyla geçersizdir. Yarın davaları kaybettiklerinde vatandaşımıza “Bu bizim hukuki görüşümüzdü. Hem biz size kesin söz vermedik. Mahkeme ciddiye almadı” deyip sıyırmaya çalışacaklardır. Bu mazaret geçerli değildir zira Anayasa mahkemesi kararı çok açık ve kesindir. İsteyen Resmi Gazeteden kontrol edebilir.Reklam yapıp bu yalanı pompalayanlar bu konuda bir dava kazanmışlar mı? İlk başlarda “Bu yeni bir durum. Henüz mahkemeye intikal etmedi. Bu nedenle elimizde herhangi bir mahkeme veya Yargıtay kararı yok” derlerken son zamanlarda iddia ve yalanlarını devam ettirip “Yerel mahkemelerde davaları kazanmaya başladık “ yalanını söylemeye başladılar. Azimle gurbetçiyi kandırmaktan vazgeçmiyorlar.Kendilerinden vatandaş olarak bir tane örnek kazanılmış dava örneği istediğimizde bize cevap bile veremiyorlar. Oysa bu konu ile ilgili henüz 3-5 ay öncesinde hem de 2016 yılında açılıp Yargıtay denetiminden geçen kararları biz kendilerine verebiliriz. Örneğin en son Ankara 37. İş Mahkemesinin 23.03.2016 (Şubat 2016’da çıkan torba kanundan sonra) tarihli kararının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin  22.09.2016 tarihli ve 2016/13466- 11536 sayılı kararı gibi. Bu kararında Yargıtay açıkça “…. Mahkemece, YURTDIŞINDAKİ ÇALIŞMA veya çalışmaya dayalı yardım ilişkisinin sona erdiği tarihini takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerekirken, yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu tarihi takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir” demektedir. Daha yüzlerce karar örnek gösterilebilir.Vatandaştan ne ücret istiyorlar?Yalanı pompalayanlara ulaşan vatandaşlardan şunu duyuyoruz. Kendilerine “Davaları kazanmaya başladık. Dava için 2000-2500 Euro ücret talep ediyoruz. Ancak bu ücretin yarısını şimdi peşin vereceksiniz geriye kalanı davayı kazanınca” deniliyor. Kendilerine “Ben şimdi davayı size vereceğim ama para vermeyeceğim. Davamı kazanmanız halinde istediğiniz ücretin iki katını vereceğim” denildiğinde bu teklifi kabul etmiyorlar. Çünkü davanın kazanılmayacağını kendileri de çok iyi biliyor. Bizim görevimiz bir Türk hukuku avukatı olarak vatandaşımızı uyarmak. Yurtdışı borçlanma ile Türkiye’den emekli olanların sorununun çözümü avukatlarda veya mahkemlerde değil. Bu yollar kapanmıştır aldanmayın. Şayet böyle bir yolda birazcık ümit görseydik Türkiye avukatı olarak “Gelin davanızı açalım” der biz de para kazanmak isterdik. Ama dürüstçe. Biz ise “Paranız cebinizde kalsın zira bu yol çıkmaz sokak. Yeni Holdingzedelerden olmayın!” diyoruz.Çalışma yasağının tek çözüm yeri hükümetimiz ve TBMM’sidir. Yani kanun değişikliğidir. Hükümetimiz bir Kanun Hükmünde Kararname ile veya TBMM bir kanun teklifiyle 3201 sayılı Kanunun 6 ıncı maddesinin (A) paragrafının (a) bendindeki  “Yurda kesin dönülmüş olması,” ibaresiyle (B) paragrafının tamamen kaldırılması gurbetçinin yurtdışında çalışmasının önünü açacaktır. Hatta bu konuda Ak Parti hükümetimizin 2015 seçimleri öncesi hem seçim beyannamelerinde hem de hükümet programlarında en azından yarım günlük yurtdışı çalışma izni vereceğine dair sözünü de tekrar hatırlatalım.