DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Bu Hayat Sizi Neden Sevmez?

Bu Hayat Sizi Neden Sevmez?

Sevimsiz hayatından bezginlikler filizlendirenlerden misiniz? Korkuyor musunuz, her şeyden ve her şeyin kötüye gideceğinden? Kaygısız olanlara “Gamsız”, ciddiyetle hayata sarılanlara da “Duygusuz” diyenlerden misiniz? Tabi; Şu hayat, muhtemelen, bir tek size gülücük dağıtmadı, Şu hayat, inadına, kasvetler püskürttü hayallerinize, Şu hayat, nadiren, pembe bahar esintileri ile ısıttı yüreklerinizi, Şu hayat, ölümüne planlanan bir projeden başka

Sevimsiz hayatından bezginlikler filizlendirenlerden misiniz?

Korkuyor musunuz, her şeyden ve her şeyin kötüye gideceğinden?

Kaygısız olanlara “Gamsız”, ciddiyetle hayata sarılanlara da “Duygusuz” diyenlerden misiniz?

Tabi;

Şu hayat, muhtemelen, bir tek size gülücük dağıtmadı,

Şu hayat, inadına, kasvetler püskürttü hayallerinize,

Şu hayat, nadiren, pembe bahar esintileri ile ısıttı yüreklerinizi,

Şu hayat, ölümüne planlanan bir projeden başka bir ifadeye sahip olamadı sizin açınızdan ve sürekli aynı düşünceyi algınıza mıhladı;

“Bu hayat beni sevmiyor.”

Hadi gelin son bir nefes atımlık daha enerjimiz kalmışsa, onu da, hayat adına yorulmak yerine doğru yorumlamaya kullanalım.

İlk hedefimiz Akdeniz…

Coğrafi bilgiler dağarcığımızdan hızlı bir çağırım ile Akdeniz İklimi karakteristik özelliklerini hatırımıza getirelim ve düşünelim üzerinde uzun, uzun.

Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı…

Bir minibüs ya da otobüs yolculuğu düşünün,

Tıkış tıklım, yığıntı halinde ve kıpırdayacak mecal kalmaz halde, oksijen mahrumu bir topluluksunuz dört teker üzerinde. Tüm duyu organlarının aktif çalıştığını hissettiğimiz o ana odaklanalım bir süreliğine.

Sırtımıza yaslanmış, deri montlu bir bayan ve oldukça kilolu. Saçları kireçli musluk gibi. Ensenizi kavradıkça gıdıklanıyorsunuz ama bu arada yan tarafınızdaki beyefendinin kalp krizi seviyesine geçen hırıltılı soluk alışı iyiden iyiye ısıtıyor ensenizi. Adam, güç bela tutunduğu üst tutacaklardan, ha düştü, ha düşecek. Dirseği, kafanızı sürekli teğet geçiyor ve tedirginliğinizin sınırlarını zorluyor. Bu arada, hemen önünüzdeki gençler, tıkışmış olunmasına nispet edercesine hareket halinde, ne elleri duruyor bir yerde, ne de kolları. Sürekli bir şeyleri anlatma peşinde çeneleri ve beyin enfeksiyonu geçirmenize odun atıyorlar, adeta. Siz ise, ayaklarınızdan vidalanmışçasına, dimdik sabitlenmiş duruyorsunuz. Hareket edebilmeniz ve dahi soluğunuzun şiddetini değiştirebilmeniz ne mümkün. Oksijen gramajla, sinirler alabildiğine özgür, betimlemeler yetersiz ve tüm çevrenizdekiler sonsuz kayıtsız… Tümsekten her zıplayıştan sonra kasadaki balıklar gibi metrekarecik alanda ufak yer değişiklikleri yapıyorsunuz. Ter kokuları arasına sıkışan ve buharıyla burnunuza cehennem eziyeti yaşatan şekerli bayan parfümün üreticisine de, tüketicisine de lanetler okuyorsunuz.

Netice itibariyle; tüm duyu organlarınızın hatasız çalıştığının en güzel testini yaptığınız o an…

Böyle bir durumda halinden memnun olacak kadar melek kanadı takmış biri var mıdır?

Hiç öyle hemen “ben” demeyin. Olumlu bir şey söylemiş olabilirim ama aslında içerdiği tüm olumsuzluklar bakımından karavana atmış olursunuz. İyi bir şey değil bu duruma ses çıkarmamak.

Peki, ne yapılacak?

Ya o kalabalık kıyametten ayrılacaksın ya da dilinizin imdat frenini çekip alarmı çalıştıracaksın.

Peki, siz olsanız hangisini yaparsınız?

Cevabı fazla düşünmenize gerek yok. Zira; hiç birimiz, bu iki seçeneği seçmeden sadece yolculuğun bitmesini sessizce bekleriz, her şeye rağmen.

Etrafı ateşe vermek gibi bir düşüncesi olan var mıdır aranızda?

Siz bu seçenekleri düşüne durun, hangisini yapabileceğiniz konusunda kendinizi ehil buluyorsanız, karakteristik ikliminiz budur.

Yukarıdaki örnekteki siz, neyi uygularsanız, o kadar kendinize değerlisiniz ve hayat size o ölçüde saygılıdır.

Sizin atacağınız adımlar nispetince hayatın size yaklaşımı sevecen ya da yırtıcı bir akbaba işlevindedir.

Doğru yorumlamadan kastım tam da buydu…

Karşılaştığınız durumlar ölçüsünde hayatın size şeklini değerlendirin.

Siz seviyorsanız, onun sevmesi doğaldır.

Sevgiyle kalın…