DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Kıssadan Hissenize (Final)

Kıssadan Hissenize (Final)

Gündelikçi kadın usulca üzerine örttüğü battaniyeyi düzeltti, suda yürürcesine narince ve sessizlik içinde geriye doğru ufak adımlarla köprü manzaralı odadan çıktı. Elinde tuttuğu tepside bulunan kahve fincanlarına baktı önce, derin bir iç çekti hızlıca ve sonra koridoru rüzgâr gibi geçti, mutfak tezgâhına varmasıyla fincanların devrilmesi aynı anda oluverdi. Yüksek düzeyde kırık sesi çıktı. Endişelendi fakat

Gündelikçi kadın usulca üzerine örttüğü battaniyeyi düzeltti, suda yürürcesine narince ve sessizlik içinde geriye doğru ufak adımlarla köprü manzaralı odadan çıktı. Elinde tuttuğu tepside bulunan kahve fincanlarına baktı önce, derin bir iç çekti hızlıca ve sonra koridoru rüzgâr gibi geçti, mutfak tezgâhına varmasıyla fincanların devrilmesi aynı anda oluverdi. Yüksek düzeyde kırık sesi çıktı. Endişelendi fakat ne de güzel uyuyordu, ruhu bile duymadı gürültüyü, oldukça tiz bir sese sebep olmasına rağmen.Fayansları ve yeri temizledikten sonra banyoyu ve parkeleri sildi. Camların buğusunu nemli bir bezle aldı, fırına tavuk parçaları ve patates dilimleri attı, buzdolabı üzerindeki fatura kâğıtlarını bir araya getirdi ve salondaki yeşil tekli koltuğun başlığına asılı kırmızı suni deri çantasından çıkarttığı ve kızlarının resimlerinin basılı olduğu cüzdana altı-yedi kat yaparak, ilk fırsatta ödemek üzere içine yerleştirdi. Çantanın büyük gözündeki telefonunu çıkardı ve büyük kızını aradı. “Korkmuştur” diye içinden geçirdi, endişelenmemesi için sesini duymasının ona iyi geleceğini düşündü. Kuru evham yapacak yaşı belki geçmişti ama bir annenin çocuğu kaç yaşında olursa olsun hep küçük, korumasız, savunmasız bir çocuktur. Kız, nezle ile grip arasında kendine hastalık seçmeye çalıştığından dolayı endişesi bir kat daha yüksekti…Üç “dıt” sesinden sonra telefon açıldı;-Efendim?-Annesinin bir tanesi, nasılsın?-Bildiğin gibi, sen?-Az kaldı benim de işim, iyi sayılırım. Seni düşündüm, iyi misin gerçekten?-Eh işte… Bu akşam nasıldı?-Fazlasıyla konuşkan, eleştirel ve duygusaldı.-Hatırladı mı?-Hayır… Aynı günü yaşıyor ve sürekli köprüye bakarak ondan bahsediyor.-Yine mi?-Bu sefer daha şiddetli bir pişmanlık ve özlem içinde anlattı.-İlaçlarını kullanıyor mu, baktın mı?-Takip ettiğim kadarıyla kullanıyor.-Neden kötüye gidiyor?-Çaresi ilaç değil de ondan kızım.-Beni sordu mu?-Bu sefer sormadı, sadece babanı anlattı da anlattı.-Hiç vazgeçmeyecek değil mi?-Nereden bileyim ama üzülmüyor da değilim.-Hepimiz üzülüyoruz ama ne bizim ne de senin yapabileceğin hiçbir şey yok maalesef.-Alışmaya çalışıyorum.-Başka çaremiz yok. İyi olacağı günü bekleyeceğiz ve elbet iyi olacak.-Umarım…-Aynı hikâyeyi mi anlattı yine?-Evet. Ama daha detaylandırdı bu akşam.-Nasıl?-Evin sokağından geçtiğinden bahsetti, araba kazasından dolayı kendisini suçladığından bahsetti, pişmanlık duyduğu için evin sokağından sürekli geçtiğinden bahsetti, yokuştan aşağı hızla sürüklenişinden bahsetti, telefonda çığlık kopardığı sırada telefonun diğer ucundan nasıl ona kızdığından bahsetti ve sonra hıçkıra, hıçkıra ağladı kafasını öne eğip.-Geçirdiği kaza az-buz bir kaza değildi. Sürekli babamı görüyor olması, hem de baktığı her yerde görüyor olması çok ağır geldi beynine, kaldıramadı…-Evet ama muayene sırasında doktoru tam da iyi olduğuna ikna etmişken babanı hastalar arasında görmesi son damla oldu.-Biliyorum, biliyorum.-Tedavi olmamak için az direnmedi ama işte herkesi kandırdığını düşündüğü sırada beynine hükmü geçmez oldu. Üzülmemek elde değil.-Babamı görmesi çok saçma ama bunun gerçek olmadığını anlayamaz işte.-Doğru.-Keşke bize yalan söylemeseydi.-Zorundaydı ve…-Tamam her neyse, tüm hikâyeyi başa sarmayalım yeniden. Anlattıktan sonra ne oldu?-Sakinleştikten birkaç saniye sonra uykuya verdi kendini.-Desene, bu günü de atlattı bir şekilde.-Kesinlikle öyle.-Ne zaman kabullenir?-Bilemiyorum ama her geçen gün daha şiddetlendiriyor hikâyesini ve çok korkuyorum bir akşam hatırlayacak diye…-Belki de iyileştirir hatırlaması, olamaz mı?-Bunca şok üzerinde bu tesiri yapmışken, o şoku atlatacağını düşünmüyorum.-Bir yanda babam, bir yanda…-Benim durumum? Öz kardeşin ya hu… Öz kardeşimin bu hallere düşmesi ne kadar yaralıyor beni bilemezsin, anlayamazsın, anlama da zaten.-Yanlış… Çok yanlış…-Biliyorum ama bu durumdayken bırakamıyorum. Kardeşlik kucaklamasını çoktan geçtim, hiç kimse, hiçbir insanı bu durumda kendi haline bırakamaz. Yaşananlar ne olursa olsun, muhtaç durumdayken birisine, ötede durup yok oluşunu izleyemem, vicdanım izin vermiyor.-Vicdan… Ah şu vicdanlarımız… Hiç birinize kızamıyorum tam da bu nedenden.-Kızma… O, benim her halime kızdı da kızdı ve şimdi benim farkımda bile olmadan bana mahkûm yaşıyor. Tekerlekli sandalyesinde camdan dışarı bakıp, dalıp gidiyor. Belki, içten içe hatırına geliyordur ama kendine dahi söz dinletemediği için susuyordur, bilemiyorum.-Bu konuda bu kadar konuşmak yeterli bence, pekiyi sayılmam ben de biliyorsun anne.-Biliyorum kızım, kardeşlerine dikkat et, birazdan geleceğim. Yemeklerini ısıt ver kızım, babana bunlardan bahsetme, teyzenin aynı olduğunu söyle ve detayları paylaşma.-Babam da farkında her şeyin biliyorsun. Detay versem ne olacak ki?-Teyzen için bunu yap. Sen de teyzenin durumunu biliyorsun.-Yapma anne. Duyan da teyzemin paranoyaları ve şizofren halinin tek sebebi babam sanır.-Tamam, sus! Bu şekilde konuşma demiyor muyum? Her neyse ne, kimseye bu şekilde konuşmaman gerekir.-Tamam, peki…-Şimdi kapat, mıkırdanmaya başladı teyzen.-Öp teyzemi yerimize.-Tamam kapat, çağırıyor beni.Gündelikçi kadın, telefon konuşması sonrası tekrar yanına gitti. Üzerini örttü, sehpasının yanına bir bardak su ve iki tane hap koydu. Pencerenin buğusunu sildi ve perdeyi kapattı. Odaya hafif bir koku sıktı, terliklerini ayağına giydirdi ve bir günü daha hoşgörü, tahammül, yardım, sırdaşlık, hakkaniyet ve sevgiyle tamamlamış oldu. Sessizliğini bozmadan koridoru hızlı adımlarla geçti, çelik kapıyı meltem esintisi misali usulca açtı, topuksuz düztaban botlarını bağladı ve ayrıldı.Dostlar,Hiçbir şey, hiçbir hikâye ve hiç kimse, sanıldığı ya da görüldüğü kadar basit, kolay ve sıradan değil.Hangi hisseyi aldınız bilinmez. Lâkin en değerli hisse, gönülde sakladıklarınızdır.Kaybetmemeye özen gösterin.Bu arada, bu öykü dizisinin olayları ve kişileri tamamen uydurmadır.Hissesiyle ilgilenmeyenlerin bilgilerine…