DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
KÖMÜR GÖZLÜM BAŞIN SAĞOLSUN

KÖMÜR GÖZLÜM BAŞIN SAĞOLSUN

Değerli okurlarım, bu hafta öyle içimizi yaktı ki, bunu anlatmaya ne dilimiz varıyor, ne de yüreğimiz. Soma’daki katliam gibi kaza karaelmas diye anılan kömüre sanki hasım olmuşum gibi bir algı var içimde, biraz mantıklı düşündüğümüzde sadece bir madde olduğunu dili yok, zekası yok ki, bizlerden niye intikam alsın ki, kanaatına varmak gerek, yakıt olarak kullandığımız

Değerli okurlarım, bu hafta öyle içimizi yaktı ki, bunu anlatmaya ne dilimiz varıyor, ne de yüreğimiz. Soma’daki katliam gibi kaza karaelmas diye anılan kömüre sanki hasım olmuşum gibi bir algı var içimde, biraz mantıklı düşündüğümüzde sadece bir madde olduğunu dili yok, zekası yok ki, bizlerden niye intikam alsın ki, kanaatına varmak gerek, yakıt olarak kullandığımız ve insanoğlunun gereksinimi olan bu katı maden parçası bazen insanların ölümüne sebep verecek kadar zor ve çetin çıkartılan bir değer olduğunu acaba hangimiz ne kadar düşündük. Bu malum kaza ve kazalar olmadığı sürece hiç kimsenin aklına gelemeyecek kadar uzağız kömür ve kömüre benzer yer altından çıkarılan madenlere, insanoğlu hep tüketen olarak bu çıkan madenlerin değerini ve bunlara verilen emeğin değerini halen kavrayamamış durumdadır. Yerin 2 bin hatta daha fazlası derinliğinde  emekle çıkartılan kömür gerçekten cesaret isteyen bir uğraşın sonucudur.

Yıllarca Türkiye taş kömürü işletmeciliği hep devletin sırtında bir kambur gibi durmaya devam etti. Özelleştirilmeden önce kömür işletmeleri siyasilerin rant ve iş istihdamı olarak yıllarca şahısların ve beyefendilerin hacı baba tekkesi haline getirildi. Yer altında çalışan madenci bir sürü kaza belalarla yerin yüzlerce metre altında çoluna çoğuna ekmek parası kazanacak diye mücadele ederken, sözüm ona bazı çıkar güruhları maalesef hiç terlemeden hiç emek etmeden gariban işçinin ekmeğine ortak olmakta hatta büyük parsayı kendileri ve yandaşlarıyla paylaşmaktan hiç bir zaman ar haya etmeden nemalandılar. Ben sadece zehir zıkkım olsun diyorum. Her yıl zarar etti diye bu kömür ve maden ocaklarının büyük kısmı yine kendi fikrinden,zikrinden ve siyasi yandaşlıktan ötürü birilerine peşkeş çekildi veya çekilmeye devam edildi. Karın tokluğuna çalışmaya devam eden zavallı madenci geçim ve yaşam tarzının ağır yükü karşısında asgari ücret karşılığında yerin altında evine ekmek götürmek için kendi mezarını kendi kazımaya devam etti.

4857 sayılı iş ve işçi kanunu ülkemizde yeni çıkan bir kanun değil yıllardır var. Ama bunun işleyişi veya işçinin hakkını ne kadar koruduğu manidar. Zira iş güvenliği diye son zamanlarda bir girişimde bulunuldu gerçekten amacına uygun ve hakkaniyetle uygulansa inanın belkide o madende ölen canlarımız şu anda aramızda olacaklardı.

Resmi yas ilan edildi. Ne oldu yani bunları geri getirecek mi? bu yas hepimizin yası 76 milyonun yası benim vurgulamak istediğim bundan sonra ne olacak sadece makyaj mı yapılacak. Farz edelim bu işletmenin sorumlularını da yüce adalet yargıladı ve cezalarını onadı. Bu olayın müsebbipleri içeride çürüsünler bunlar sizce bir çözüm mü? Ben aslında ülkem ile başka ülkeleri asla kıyaslamak istemiyorum. Zira bir Belçika ile karşılaştıralım orada da maden ocakları var zaman zaman grizu veya göçükler olabiliyor. Fakat bizim vermiş olduğumuz bu kayıpları asla vermiyorlar. Nedeni ne ? nedeni işçiye değer veriliyor ve onların iş güvenliği büyük ölçüde sağlanmadan o yeraltına ölüme terketmiyorlar.

O kadar kısır çekişmelere şahit oluyoruz ki, Soma’da vefat eden bir kardeşimiz yeğenin 15 yaşında olduğunu söylüyor. Bizim Sayın Bakanımız eğer 15 yaşında olursa istifa ederim diye söylemlerde bulunuyor. Şimdi buna ne gereği var ki, zaten ölenin ocağına ateş düşmüş önemli olan bu safhaya getirmemek, çocuğun bu saatten sonra 15 yaşında olması sayın bakanın istifa etmesi hiç bir şeyi değiştirmez. Önemli olan bu acıları bir daha yaşamamak için ne kadar alt yapıya ve teknolojiye sahibiz bunun kritiğini yapmak gerek.

Sayın Başbakana yapılan tepkinin çok normal olduğunu söyleyemem hiç bir insan ve vicdan O insanların ölümünden haz almaz zaten böyle insan varsa onun insanlığından şüphe edilir. Halkı galeyana getirerek Başbakanı protesto etmek doğru yol değildir. Bu şekilde arbede çıkararak ortamın gerilmesinin hiç kimseye faydası olmaz aksine zarar verir. Fakat sayın Başbakanımızın müşaviri olduğu zikretilen Beyefendinin resim karelerinde gördüğümüz protestocu veya kim olursa olsun o vatandaşımızı tekmelemeye ne yetkisi var. Nede hakkı vardır. Sayın Müşavir bey size bu gücü veren yetkiyi nereden buluyorsunuz? Sayın Başbakanımızın etrafında bulunan ve toplum psikolojisini anlamayacak kadar kapasiteye sahip kişilere bir an önce gereken idari veya gerekirse adli işlemin yapılmasının takipçisi olacağına inanıyorum.

Bu acı hepimizin acısıdır. Gerek iktidar gerekse de muhalefet liderleri halkı bütünleştirmek için çaba sarfetmeliler. Ortada ihmal ve görevi kötüye kullanma gibi konu varsa bunun takipçisi olmalılar. Bundan sonra ne gibi önlemler alınması konusunda istişare ederek hem fikir olunması gerektiğini ayrıca ebediyete intikal eden şehitlerimizin ailelerini ve bu milleti üzmeden bu ölenler üzerinden siyaset yapmanın hiç kimseye bir fayda sağlanmayacağını bilmemiz gerekir.

Ekmekleri ve onurları için canlarını veren bu miletin can evlatlarına Allahtan rahmet kederli ailelerine metanet ve sabırlar dileğiyle Türk milleti başın sağolsun…

sevgiyle kalınız