DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Provokatöre ve provokasyona hayır!

Provokatöre ve provokasyona hayır!

Değerli okurlar,Ülkemizdeki gündem her zamanki gibi hızlı bir şekilde değişmeye devam ediyor. Geçtiğimiz haftanın kritiğini yapalım ve neler yaşandığını değerlendirelim.Şu kadar askerimiz, polisimiz şehit oldu demeye artık kalbimiz dayanmıyor. Bu terör illetine alışmayacağız diyerek hep kendi kendimizi teskin etmeye çalışıyoruz. Bunu nereye kadar sürdürebiliriz onu bilmek de mümkün değil.Kayseri’deki hain saldırının peşinden Rusya ile diplomatik

Değerli okurlar,Ülkemizdeki gündem her zamanki gibi hızlı bir şekilde değişmeye devam ediyor. Geçtiğimiz haftanın kritiğini yapalım ve neler yaşandığını değerlendirelim.Şu kadar askerimiz, polisimiz şehit oldu demeye artık kalbimiz dayanmıyor. Bu terör illetine alışmayacağız diyerek hep kendi kendimizi teskin etmeye çalışıyoruz. Bunu nereye kadar sürdürebiliriz onu bilmek de mümkün değil.Kayseri’deki hain saldırının peşinden Rusya ile diplomatik ilişkilerimizde daha önce yaşamış olduğumuz krizi tedavi ettik derken, aramızda Suriye ve dış ticaret açısından önemli gelişmelerin filizlendiği dönemde Rusya Büyükelçisi’ ne suikast düzenlendi. Amerika güdümündeki alçak Fetö terör örgütünün, aklı ve beyni kiralanmış o güzide teşkilata layık olmayan, yine Fetö örgütü tarafından teşkilat içine sızdırılan o hainin Rusya Büyükelçisi Andrey KARLOV’a düzenlediği menfur saldırıyı kabullenmek ne dine ne de insanlığa yakışır. Güzelim emniyet teşkilatında yuvalanan bu köstebekler halen bu teşkilattaki yerlerini korumaktalar. Maalesef bu hainler halen temizlenmiş değiller. Ne zaman ki, akıllarını kiraya verdikleri sahiplerinden talimat alırlarsa işte o zaman bu menfur saldırıları gerçekleştiriyorlar. Bunların yarın kurumundaki amirine veya devletin diğer rütbeli şahıslarına saldırmayacağının garantisini kim verebilir?Rus Büyükelçisi bugüne bugün bizim misafirimizdi onun can ve mal emniyetini koruyup kollamak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin asli görevidir. Bu görevi yaparken de içimizdeki hainlere çok iyi dikkat etmek gerekir. Birini arkadan vurmak kimseyi hamasetli kılmaz, aksine onnun ne kadar korkak ve bir o kadar da zavallı olduğunun nişanesidir. Zira bu yapılanlar Türkiye’nin bulunduğu konjonktürde Rusya ile olan ilişkilerini baltalama adına girişilen senaryolardır. Bereket versin ki, Rus Devleti de bu menfur saldırıda Türkiye gibi vakur bir duruş sergiledi. Bu ülkemiz için güzel bir gelişmedir.Bu olayın müsebbipleri kim veya kimlerse ülkemizin bu konu hakkında gereken hassasiyeti göstereceğinden hiç kimsenin endişesi olmasın, bu canilerden misli misli hesabı sorulacaktır. Zira küresel güçlerin maşası olan bu güruhlar her zaman olduğu gibi yine de menfur eylemlerine yeni eylemler katmaya devam edeceklerdir. Millet olarak da bu konuda hepimize büyük görevler düşüyor. Sağduyulu ve metanetli olmayı asla aklımızdan bir saniye olsun çıkarmamamız gerekir.Bir kaç gün öncesinde Karadeniz Bölgemizin şirin ili olan Rize’mizde birtakım olumsuz durumlar yaşandı. Ulusal önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün heykelinin başka bir yere nakli görüntüsü ulus olarak hepimizi yaraladı. Bugün bu vatan topraklarında yaşıyor ve nefes alabiliyorsak ATATÜRK’ün ve şehitlerimizin sayesindedir. Çok doğaldır ki tadilat dolayısıyla veya bir başka yere anıtı yerleştirmek için bu gibi  faaliyetler olabilir bunda herhangi bir beis yok. Ancak taşınmasında yanlış yöntemler izlendiği alenen ortada. Daha önce de hepimizin bildiği gibi Irak’ta devrik lider Saddam Hüseyin’in heykeli kaldırılırken birtakım olaylar yaşanmıştı. Rize’de bazılarının saygısız hareketleri bizleri sanki bizim ülkemizde de aynı olaylar yaşanılıyor gibi bir hissiyat içerisine soktu. Her şeyin bir kuralı var, bu heykeli bazı mücbir sebeplerden dolayı kaldırırken daha itinalı ve kamufle ederek taşımak gerektiği kanaatindeyim.Bu ülkenin bir ferdi olarak heykelin yerine çıkarak kendisini bir b.. zanneden o cibilliyetsiz her kim ise ona da gerek idari gerekse de hukuki bir yaptırım uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Atatürk’ün heykelinin taşımasında yapılan saygısızlığın ve kastı aşanlar hakkında derhal Cumhuriyet Savcılığı suç duyurusunda bulunmalı, bu şekilde kamunun vicdanını rahatlatmalılar. Ayrıca Sayın Başbakanın ve Cumhurbaşkanımızın da bu konu hakkında gereken hassasiyeti göstereceklerine en kalbi duygularımla inanıyorum.Yaşananların sosyal medyada, yanlış kişiler nezdinde güzelim ilimize ve orada bulunan insanlara hakaret malzemesi yapılması hiç kimsenin haddine düşmez. Şu anda birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyulacak dönemde bazı provokatörlerin provokasyonuna gelmemek gerekir. Sonra iş içinden çıkılmaz bir hal alır ve hepimiz nedamet içerisine gireriz. Bu durum bizlere ve ülkemize hiçbir fayda getirmez.Bu konular fazla da abartılmadan işin sorumlusu kim veya kimlerse bir deklarasyon yayınlayarak yapılan hataların neden ve nasıl kaynaklandığı açıklanmalı, millet aydınlatılarak bilgilendirilmelidir. Böylece olayın sulh yoluna girmesi sağlanmalıdır. Aksi taktirde bu veya buna benzer olayların insanları birbirinden ayrıştırmak ve sokağa dökmek için küresel güçlerin ve onların maşalarının kışkırtmaları olmadığını nereden bilelim…15 Temmuz bizlere bazı olaylar karşısından gözümüzü dört açmayı öğretti. Uyanık ve bir o kadar da rasyonel düşüncelere sahip olmalıyız. Emniyet teşkilatımızı zayıflatmaya çalışmak isteyen güruhlar halen sinsi emeller peşinde koşmaktalar. Bu hayasızlığı ve hainliği yapanlar behemehal devletimizin gücü karşısında eriyip yok olup meçhule gidecekler, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.Bizler yeise kapılırsak işte o zaman her şeyin sonu olur. Şöyle bir tarihi bilgilerinizi çek ederseniz her dönemde olduğu gibi önümüzü kesmeye çalışan bu şer güçler ve Haçlı zihniyetleri dönem dönem başka roller alarak ve türlü tuzaklarla karşımıza gelmekteler. Bizi biz yapan birlik ve beraberliğimizi hiçbir zaman kaybetmedik kaybetmeyeceğiz. Bu zalimlerin zulmüne boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Dünya var olduğu sürece Türkiye Cumhuriyeti Devleti daima payidar kalacaktır. Ne Mutlu Türk’üm Diyene!