DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Temmuzun Ekmeği

Temmuzun Ekmeği

Cantürk Erşen Ergül’ün son yazısı ‘Temmuzun Ekmeği’.Son zamanların en sıcak Temmuz ayını yaşadığımız ülkemizin güzide insanları, hepinize merhaba.Sahi,Temmuz ayının ismi nereden geliyor?Kim düşünmüş de “Temmuz” oluvermiş?Başka isim mi bulamamışlar da “Temmuz” denmiş?Neden bu sıcak aylarda “Temmuz” ismi özellikle seçilmiş?Biliyor musunuz ki, Temmuz’un ne olduğunu bilince, zihninizdeki birçok bilinmeze cevap bulacaksınız ve aydınlanmaya başlayacaksınız. Farkında olmadan, genel kabul

Cantürk Erşen Ergül’ün son yazısı ‘Temmuzun Ekmeği’.Son zamanların en sıcak Temmuz ayını yaşadığımız ülkemizin güzide insanları, hepinize merhaba.Sahi,Temmuz ayının ismi nereden geliyor?Kim düşünmüş de “Temmuz” oluvermiş?Başka isim mi bulamamışlar da “Temmuz” denmiş?Neden bu sıcak aylarda “Temmuz” ismi özellikle seçilmiş?Biliyor musunuz ki, Temmuz’un ne olduğunu bilince, zihninizdeki birçok bilinmeze cevap bulacaksınız ve aydınlanmaya başlayacaksınız. Farkında olmadan, genel kabul doğrultusunda ve anlamsızca yaptığımız, uyguladığımız, takip ettiğimiz durumların asıl sebeplerini öğrenince beynimizdeki elektriklenmeler sayesinde bilmem kaç yaşımıza daha gireceğimizi siz düşünün.Ansiklopedik bilgiye göre;Eski Türkçede “tamu-z” “çok sıcak, cehennem” sözcüğünden,Sümerce/Sumarca/Sümmerce/Suomerce bereket tanrısı bir Tammuz sözcüğünden gelmektedir.Süryanca/Süryanice temmuz sözcüğü aynen Türkçeye geçmiştir. Türkçede bu aya “orak ayı” ya da “ot ayı” denir.Tammuz veya Tamuz Arapça تمّوز Tammūz; İbranice תַּמּוּז; Akadca Duʾzu, Dūzu; Sümerce Dumuzi bir Babil tanrısı.(Tam/Dam) kökünden türemiştir. Sümerlerde Dumuzı veya Damuzı olarak yer alır ve anlamı güvenilir veya oğul demektir. Türkçe de Dam/Tam yani ahır ile bağlantılı bir anlam kazanmıştır.“Damızlık Hayvan” cümlesindeki “Dam” kökünü şimdi çözdük mü?Temmuz’un mitolojik hikayesi içerisinde anlatılan Hızır ile İlyas’ın buluşmasının anlatıldığı bölümün “Hıdırellez” olarak günümüze gelmesi şaşırtır mı sizi?Türk ve Altay mitolojisine de Tamız (Tamus, Tammus, Tamıs, Dumuz, Dumıs) Han olarak geçmiştir. Sümer kökenlidir. Türk coğrafyasının büyük kısmında adı yaz aylarından birisine verilir; Temmuz, Tamız, Tamıs gibi… Çoğu zaman Ahır hayvanlarının ve/veya Çobanların ya da kırsal hayatın, ekinlerin ve hasadın koruyucusu olarak görülür. Damızlık sözcüğü, Damız (ahır) sözcüğüyle olduğu kadar bu isimle de bağlantılıdır ve Tamız Han için ayrılan hayvan demektir. Sümer mitolojisinde çoban görünümlü olarak betimlenir. Sümerce adı Dumuzi, 12 Hayvanlı takvimde de yer alan Domuz ile bağlantılı görünmektedir. Ünü tüm Ortadoğuya yayılmıştır.[1]Temmuz ayı ismini bu tanrıdan almıştır. Babil’de Temmuz ayı tanrı Tammuz’un onuruna kurulmuştur. Tammuz’un kökeni Sümer çoban-tanrı, Dumuzid veya Dumuzi’dir. Dumuzi İnanna’nın eşiyken, Akadlar’da İnanna’nın dengi olan İştar’ın eşidir. Antik Suriye inancındaki Adonis, ki daha sonraları Yunan panteonuna da girmiştir, buradan kök almıştır.“Bütün bunlardan hiçbir şey anlamadım” diyen okurlarım, muhtemelen genel kabullenişle içi boş kelimelerin tekrarını dikkatsizce sürdürüyorsunuz.“Sürdürüyorsak ne olur ya da ne olmaz, neyi değiştirir?”Bu soruyu sormaya başladıysa beyniniz, olacak değişime hazırsınız demektir. Merakınız yeterince canlanmıştır.Yukarıdaki kısa ansiklopedik bilgiyi derinleştirerek “Neden Temmuz denmiş” sorusuna ve daha birçok sorunun boşluk doldurmacasına girişebilir ve boşa akan monoton hayatınıza anlamlar katabilirsiniz.Dalış takımlarınızı iyi hazırlayın derim. Zira bu mitolojik hikâyelerin sonu bucağı yok. Lâkin ne kadar içi boş ve manadan yoksun kelime, cümle, isim varsa ve birer birer doldukça boşluklar, zihninizde açılan boş alanlar sayesinde daha aktif bir hayata kavuşabileceğinizi göreceksiniz.Ferahlama vesileniz olacak.“Boş masallar bunlar” da diyebilirsiniz.Hakkınız da vardır bir ölçüde ama neden ekmeği yerden alıp üç kere öperek alnımıza koyduğumuzu biliyor musunuz?“Kur’an da yazıyor” diyen dostum, hiç okumamış maalesef. Ya öyle duymuş, ya da duyandan duyanının duyanından dinlemiş ama hiç okumamış.“İslam’ın emri” diyen dostum da rivayetler ya da kişilere ait eserlerin etkisinden kurtulamamış.“Alimler söylüyor” diyen dostum da yanlış kaynaklardan beslendiğinden bu yanıtı veriyor.O halede,Cevap ne?…Bunun gibi yanlış bilinen bilgisizliklerimizin hakikati ile yüzleşebilecekler çoktan araştırmaya koyuldular bile.Kalan dostlarımızla sohbetimize devam edelim.Birçok eylemi, kimi zaman adına “gelenek” diyerek, kimi zaman da “din” diyerek, körü körüne sürdürdüğümüzün farkına vardıkça, yaşayacağımız aydınlanmanın ölçütü nispetince işin özüne vakıf olabiliriz. Özünde var olan ama kurtulamadığımız ahtapot kolları yüzünden fark edemediğimiz “özgür yaşam” olgusu, aslına bakarsanız geleneğin de dinin de temellerini oluşturmaktadır. Kölelik düzenine karşı gelişen her düşünce, ister gelenek, ister din olsun, zihninizdeki kabullenişle doğru orantılı olarak sizde var olur ya da yoklardan biri sayılır.Dikkat buyurursanız, asla değişmez arayışlardan birisi olan “neden ben” sorusunu sürekli sorduğumuz bu noktadan itibaren şayet aydınlanma gerçekleşirse, saçılan ışıkların bizlere fark ettireceği gerçekler hem şaşırtıcı hem de güldürücü. “Neleri bilmeden yapmışız ya” dediğimiz an batıldan kurtulacağız.Sahi, ekmek neden kutsaldır?Sonuçta kökü buğday,Onunda kökü tohum…Kutsal olan ekmeğin kendisi ya da kökü değildir.Kutsal olan, bitki tanrısı Temmuzun, ekmek haline gelmesi ve bizi doyurmasıdır.Şayet yere düşerse ekmek, üç kere öpüp alına konulmasına ne demeli?Kutsal üçleme mi? (Baba-Oğul-Kutsal Ruh)Yoksa Temmuz, İnanna ve bilmem ne tanrısı mı?“Benim niyetim o değil, bunlar deli saçması” diyebilirsiniz.Domuzun neden pis olduğunu araştırdınız mı?Yoksa sadece çamur içinde oynadığından dolayı mı yasaktır sizce?Farkındayım, sorguladıkça iş çığırından çıkıyor.Kutsal kitapların tümü “Sorgula” ve “Aklını kullan” emirleriyle dolu.“Batıldan uzak dur” emirlerini de sıralar durur hemen hepsi.Bilmeden Sümer Tanrısı Temmuza saygı göstergesini, gelenek ya da farklı anlamlarla sürdürmek yanlış olmalı. Tek Tanrı inancı bunu gerektirir. Şükür manasında bir saygınız varsa tüm nimetler için aynı ritüelleri sergilemeniz gerekir. Aksi halde kendiniz ve inancınızla çelişirsiniz. En uzun süre tok tutan yiyecek olan patatesin günahı suçu ne ki, ekmek kadar değer görmez? Ya da vücudumuz için en gerekli ihtiyaç maddesi olan suyu şaldır şuldur harcamak ona bir saygısızlık değil mi? Ekmeksiz yaşarsınız ama susuz asla. O halde?Sorgulamaya devam etmeliyiz.Mahalledeki komşuların hayatını ıncık cıncık edinceye kadar köklendirerek sorgulayacağımıza, “bu eylemi neden yapıyorum, kökeni ne?” sorgulamasını yaparak hayatımızı gerçek anlama kavuştururuz.Bu denli kafa karıştırmaca yeterli diye düşünüyorum.Bilgiye ulaşmanın çok ama çok kolay olduğu günümüz dünyasında anlarımızı hiç yere ve boşu boşuna tüketmiş olmayalım.An demişken,Hangi an?Temmuzun sıcağı epey fazlalaştı, dikkatli olun dostlar.Aklıma gelmişken,Gerilerde bıraktığımız “Nisan” ayının da ayrı bir hikayesi var…İçinizi serinletecek bilgi şelalelerinde yüzmeniz dileğiyle…