DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Yabancı boşanma kararları tanınacak ama sorun çözülmedi

Yabancı boşanma kararları tanınacak ama sorun çözülmedi

İnsanımızın yabancı mahkemelerden aldıkları boşanma kararlarını Türkiye’de mahkemeler yolu ile tanıtmak zorunda olmaları bir çile… Bunu ancak bu süreci yaşayanlar ve biz avukatlar iyi biliyoruz.. Zaten yurtdışındaki boşanma sürecinde binbir sıkıntı ile sonuçlandırılan bu yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de çile ve ızdıraba dönüşmeden tanınması konusunda AK Parti hükümeti 1 Haziran 2015 seçimleri öncesinde söz vermiş, 1

İnsanımızın yabancı mahkemelerden aldıkları boşanma kararlarını Türkiye’de mahkemeler yolu ile tanıtmak zorunda olmaları bir çile…
Bunu ancak bu süreci yaşayanlar ve biz avukatlar iyi biliyoruz..
Zaten yurtdışındaki boşanma sürecinde binbir sıkıntı ile sonuçlandırılan bu yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de çile ve ızdıraba dönüşmeden tanınması konusunda AK Parti hükümeti 1 Haziran 2015 seçimleri öncesinde söz vermiş, 1 Kasım 2015 seçimleri öncesinde seçim beyannamesine ve akabinde kurulan AK Parti hükümet programlarına alınmış, en son Başbakan Binali Yıldırım Almanya’da 16 Nisan referandumu öncesi düzenleme yapılacağı müjdesini vermişti.

Nihayet Ak Parti hükümeti sözünü yerine getirerek konu ile düzenlemeyi 29.04.2017 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayınlanan 690 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 4 üncü maddesiyle Nüfus Hizmetleri Kanununa 27/A maddesini ekleyerek yaptı.

Düzenlemeye göre eklenen 27/A maddesi aynen şöyledir;
Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca verilen boşanma kararlarının nüfus kütüğüne tescili
MADDE 27/A – (1) Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar; bizzat veya vekilleri aracılığıyla tarafların birlikte başvurması, verildiği devlet kanunlarına göre konusunda yetkili adlî veya idarî makam tarafından verilmiş ve usulen kesinleşmiş olması ve Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması şartlarıyla nüfus kütüğüne tescil edilir.

(2) Nüfus kütüğüne yapılacak tescil işlemleri, yurt dışında kararın verildiği ülkedeki dış temsilcilikler, yurt içinde ise Bakanlık tarafından belirlenen nüfus müdürlükleri tarafından yapılır.

(3) Bu maddede sayılan şartlar yerine getirilmediği gerekçesiyle tescil talebi reddedilen kararların Türkiye’de tanınması, 27/11/2007 tarihli ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun uyarınca yapılır.

(4) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yönetmelikle belirlenir.

DÜZENLEME İLE GETİRİLEN YENİLİKLER NELERDİR?

1.Bu düzenlemeye göre artık gurbetçimizin yabancı mahkemelerden aldıkları kesinleşmiş boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin kararlar davaya gerek kalmadan nüfus kayıtlarına işlenerek tanınacak.

2.Mahkeme kararları ile birlikte yabancı idari makamlarca verilen bu kararlar da aynı şekilde tanınacak.
Ancak her iki durumda da dava açılmadan tanıma ve tescil için boşanan tarafların gerekli belgelerle bizzat veya vekilleri aracılığıyla birlikte başvuru yapmaları gerekiyor. Ayrıca bu kararların Türk kamu düzenine aykırı olmaması da diğer bir şart.

Diğer yandan şunu da belirtmek gerekir ki, henüz kanun çıktı. Yönetmelik çıkarılmadığı için kanuni düzenleme hemen uygulanmayacaktır. Vatandaşımızın bir müddet daha beklemesi gerekmektedir. Biz de yönetmelik yayınlandığında uygulamanın nasıl olacağını daha net görebileceğiz

DÜZENLEME KİMLERİ KAPSIYOR?

Görüldüğü gibi düzenleme sadece anlaşarak beraber başvuru yapanları kapsıyor. Bu düzenleme gurbetçinin çilesine son vermek adına bir ilk ve güzel bir adım olsa da kanaatimizce insanımızın ancak bir kısmını memnun edeceği gibi beraberinde başka hukuksal sorunları da beraberinde getirecektir.

Nasıl mı? Öncelikle dava konusu şey “Bir ailenin yıkılışı bir devletin yıkılışı gibidir” sözünün vurguladığı gibi kavga, şikayet ve çekişmelerle sonuçlanan eşleri, çocukları ve hatta yakın aile çevrelerini etkileyen bir evliliğin sona ermesi anlamına gelen boşanmadır. Taraflar zaten anlaşamadıkları için yurtdışında boşanmışlardır. Yabancı mahkemede boşandıktan sonra çoğunun birbiriyle irtibatı yoktur veya nafaka, velayet gibi sebeplerle birbirlerine nefret beslemekte, zorluklar çıkarmaktadır.

Diğer yandan yıllar önce yabancı mahkemede boşanmalarına rağmen Türkiye’de tanıtma yapmayanlar diğer eşin adresini tespit edememekte, edebilseler bile eski eş yabancı ise anlaşmaya yanaşmamaktadır.
Bize gelen tanıma tenfiz talepli davaların da bu nedenlerle zaten yüzde 80’i çekişmelidir. Sadece yüzde 20’lik bir kısmı anlaşma ile halledilebilmektedir. Birlikte başvuru yapma zorunluluğu bu nedenle düzenlemeyi ölü doğum haline getirmektedir.

Bu açıdan bakınca yeni düzenleme sadece anlaşarak birlikte başvuru yapanları kapsadığından dolayı sadece yüzde 20’lik bir vatandaş kısmının işini görecektir.
Diğer bir sıkıntı ise bu kararların yargı denetiminden geçmeden idari makamlarca tanınmasında hem Türk hukuku hem de yabancı hukuk uygulamaları yönüyle çıkacak sorunlardır.
Türk hukuku uygulaması yönüyle örnek verelim; iki vatandaşımız bir şekilde anlaşarak Konsolosluğa boşanma kararının tanınması için müracaat etti. Bu kararın şekli olarak herşeyi tamam olsa bile karar içeriğinin Türk kamu düzenine aykırı olduğuna kim karar verecek?

Sırf bu nedenle tanıma talebi hukuçu olmayan Konsolosluk memuru veya Nüfus Müdürü tarafından reddilince ne olacak? Düzenlemeye göre taraflar bu karara karşı yine Türk Aile mahkemesinde dava açacak. Yine geldik dava aşamasına.

Alman hukuku uygulaması yönünden bir örnek verelim. Hepsi istememekle birlikte ve eyaletlerin uygulamalarına göre bir vatandaşımız tekrar evlenmek istediğinde şayet taraflardan biri Alman mahkemesinde boşanmış ise kendisinden Türkiye’de bu kararın tanınmasına dair mahkeme kararı istenmekte.

Bu durumda vatandaşımız “Ben kararımı Konsoloslukta tanıttım, işte de evlenme ehliyet belgem” dese de Alman nüfus dairesi mutlaka bir mahkeme karar talep ediyor. Peki bu vatandaşımız ne yapacak? Ya Türkiye’ye gidip nikah işlemini yapacak ya da yine dava açmak zorunda kalacak.

BİZİM ÖNERİMİZ?

Aslında bu düzenleme hazırlık aşamasındayken önerimizi dile getirmiştik. Öyle bir düzenleme yapılmalı ki, hem tüm vatandaşlarımızı kapsamalı hem de uygulamada tereddüt ve hukuki sorun yaratmamalı. Bunun için önerimiz Alman hukuk sistemindeki tanıma usulüdür.

Bu usulü Türk sistemine uyguladığımızda; yabancı bir mahkemede boşanan vatandaşımız karşı tarafa da (anlaşmaya) gerek kalmadan Türkiye’de tek taraflı olarak ister bizzat ister bir avukat aracılığıyla Aile Mahkemesine harcını ve giderlerini yatırarak müracaat edebilir.

Bu müracaatı alan mahkeme aynı Türkiye’deki çekişmesiz yargı davalarında (Örneğin: veraset ilamı) olduğu gibi dilekçeyi ister esasına isterse değişik iş esasına kaydetsin, dosya üzerinden yabancı mahkeme boşanma kararını hem şekli olarak hem de esastan Türk kamu düzenine uygunluk yönünden inceler ve kararı kabul ederek ilgili Nüfus Müdürlüğüne 10 gün içerisinde göndererek işletir, talep sahibine veya vekiline de kararın bir suretini istek üzerine verir veya tebliğ eder. Bu kadar.

Böylelikle;
Yabancı mahkemede boşanan vatandaşımız karşı tarafa ihtiyaç duymadan kararını tanıtacağından düzenleme yüzde 100’lük bir kısmın işini görür.
Türk kamu düzenine uygunluk bir hakim tarafından denetlenir.

Tanıma kararı mahkemece dosya üzerinden bir hakim tarafından verileceğinden yabancı makamlar nazarında da bir sorun çıkarılamaz. [email protected]

Av. Şerif Yılmaz/Osnabrück