DOLAR %
EURO %
ALTIN %
BIST 100 %
BITCOIN %
Yaklaşan İstanbul depremi için bir kötü, bir de iyi haber!

Yaklaşan İstanbul depremi için bir kötü, bir de iyi haber!

Alman Jeolojik Araştırmalar Merkezi, yakın bir gelecekte beklenen İstanbul depremi ile ilgili bir iyi bir de kötü bir haber paylaştı. Araştırmacı Marco Bohnhoff ve ekibinin ortaya koyduğu araştırmaya göre ilk büyük deprem Marmara Denizi’nin doğusunda İstanbul önlerinde başlayacak. Bohnhoff’un anlattığına göre 7 şiddetinde veya daha büyük bir şiddette gerçekleşecek bu depemle ilgili bir iyi, bir

Alman Jeolojik Araştırmalar Merkezi, yakın bir gelecekte beklenen İstanbul depremi ile ilgili bir iyi bir de kötü bir haber paylaştı. Araştırmacı Marco Bohnhoff ve ekibinin ortaya koyduğu araştırmaya göre ilk büyük deprem Marmara Denizi’nin doğusunda İstanbul önlerinde başlayacak. Bohnhoff’un anlattığına göre 7 şiddetinde veya daha büyük bir şiddette gerçekleşecek bu depemle ilgili bir iyi, bir de kötü haber var.

DEPREM İSTANBUL’U TEĞET GEÇEBİLİR

İyi haber, kırılmanın yayılma yönünün doğuya doğru olması. Bu da gösteriyor ki deprem İstanbul’u teğet geçebilir. Ancak teğet geçmesi hiçbir şey olmayacağı anlamına gelmiyor. Belki İstanbul 7 şiddetiyle sallanmayacak ama ne şiddette sallanırsa sallansın 15 milyonluk metropol için depremin depremin merkez üssü olmamak da sorunu bütünüyle çözmüyor.

ERKEN UYARI SÜRESİ ÇOK KISA OLACAK

Asıl kötü haber ise erken uyarı süresinin çok kısa olması. Buna göre deprem kendini sadece birkaç saniye önce belli edecek ve İstanbul olmasa bile her hâlukârda yoğun bir nüfusa sahip olan Marmara bölgesi insanı kaçmak için fazla zaman bulamayacak.

Kuzey Anadolu Fay Hattı olarak adlandırılan hattın İstanbul açıklarında Marmara Denizi altında ilerlediği biliniyor. Bu hatta yer kabuğundaki levhaların iç içe geçmesi sebebiyle hareketlillik duruyor ve enerji birikmeye devam ediyor. Biriken enerjiyi açığa çıkaran ise deprem oluyor. Hattın İstanbul açıklarından geçmesi sebebiyle gerçekleşebilecek bir İstanbul depremi haklı olarak korkutuyor.

İstanbul depreminin ne kadar şiddetli olacağını ise levhaların birbirine ne derece kenetlenmiş olduğuna ve depremin merkez üssünün nerede olacağına bağlı.

Depremin merkez üssünün İstanbul olmama ihtimali bir nebze olsun rahatlatıyor, ancak erken uyarı zamanının kısa olması ise ürkütücü. Halbuki erken uyarı trafikte kırmızı lambayı yakmak, tünel ve köprüleri kapamak ve kritik durumundaki altyapıyı durdurmak için çok önemli.

MARMARA DENİZİ’NİN DOĞUSUNDAKİ SIKIŞMA DAHA GÜÇLÜ

Bohnhoff ve ekibinin tahmini, Marmara’daki fay hattı boyunca yaşanan çok sayıdaki küçük depremlerin analizine dayanıyor. Buna göre kırılma sahasının batı kısmındaki levha sıkışmasının derecesi daha az ve bu bölgede her iki levha da birbirlerinin önünden parça parça ve yavaş bir şekilde geçiyorlar ve bu da aynı belirtilere sahip küçük çapta depremlere sebebiyet veriyor ve enerji açığa çıkıyor.

İstanbul’un doğusunda ise bu tarz sarsıntılar yok, bu bölgede levhalar iyiden iyiye birbirini sıkıştırmış durumda ve buradaki enerji yığılması devam ediyor. Bu analiz bölgenin çok hassas bir sismik kataloğunun çıkarılmasını da mümkün kılmış. Deprem hareketliliklerini dakikası dakikasına ölçen araştırmacılar, bu şekilde Marmara Denizi’inin batı tarafında tekrarlanan depremlerin olduğunu saptamış.

İSTANBUL DEPREMİ GERÇEKLEŞİRSE TEK TESELLİ UZUN UYARI SÜRESİ

Peki büyük deprem araştırmanın aksine doğu tarafında değil de İstanbul’u da içine alacak şekilde batıda gerçekleşirse ne olur? Araştırmacılara göre bu durumda da bir iyi, bir de kötü haber var. İyi haber erken uyarı süresinin daha uzun olacak olması. Kötü haber ise kırılmanın yayılma yönünün 15 milyon insan olacak olması.