Ankara’dan Almanya’ya cadı avı suçlaması

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Almanya’da Federal Savcılığın Diyanet imamlarına karşı casusluk faaliyetlerine karıştıkları gerekçesiyle soruşturma başlatmasını cadı avı olarak değerlendirdi. Kalın, Almanya’nın terör örgütlerinin üzerine gitmek yerine Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DİTİB) Türkiye’den gelen imamlarına karşı takibat yürüttüğünü dile getirdi.Kalın’a göre PKK, DHKP-C gibi terör örgütlerinin yanı sıra  Fethullah Gülen cemaati de bir terör örgütü ve bu örgütler Almanya’da cirit atarken DİTİB imamlarının takip edilmesinin arkasında başka art niyetli kişiler var.  Ancak Kalın bu kişilerin kim olabileceği ile ilgili bilgi paylaşmadı. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü, suçlamaların temelsiz, DİTİB’e karşı başlatılan soruşturmanın da siyasi saiklerle gerçekleştirildiğini söylemekle yetindi.

TÜRK TOPLUMUNA HİZMET VEREN BİR KURUMUNA CADI AVI

DİTİB’i Alman makamları ile her zaman temas içinde olmuş, şeffaflık içinde faaliyet gösteren bir teşkilat olarak tanıtan Kalın şöyle konuştu: “Baktığınızda DEAŞ, El Kaide ve benzeri terör örgütlerine katılım noktasında DİTİB’in çok önemli rol oynadığı, bu tür katılımları önlediği görülüyor. Bunun taktir edilmesi gerekirken DİTİB’e yönelik karşı propagandanın başlatılmış olması kabul edilemez.”

SADECE KUZEY REN-VESTFALYA’DA 13 İMAM MUHBİRLİK YAPMIŞ

Kuzey Ren-Vestfalya (KRV) Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın istihbari çalışmaları ise Kalın’ın açıklamaları ile örtüşmüyor. Teşkilatın edindiği bilgilere göre sadece bu eyalette en az 13 imam Fethullah Gülen cemaati mensupları hakkında elde ettiği bilgileri Ankara ile paylaşmış. KRV Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Burhkhard Freier iki hafta önce eyalet meclisindeki içişleri komisyonunda söz konusu imamların 33 kişi ve 11 eğitim kurumu hakkında Diyanet’e bilgi aktardığını söylemişti. Rheinland-Pfalz eyaletinde de üç imamın bu şekilde bilgi paylaşımında bulunduğu ileri sürülmüştü.

DİTİB BİLGİ AKTARIMINI TERSLİK OLARAK NİTELEYEREK KABUL ETMİŞTİ

DİTİB ise Diyanet’in talimatnamesinin muhatabının Almanya’daki imamlar olmadığını dile getirmiş ve sadece birtakım terslikler yüzünden en fazla üç imamın böyle bir işe giriştiğini ifade etmişti. Ancak bu açıklamaları yeterli görmeyen Federal Savcılık soruşturma başlatmıştı.Aynı şekilde Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de Almanya’dan Türkiye’ye geri çağırılan altı imamın Gülen cemaati mensupları hakkında bilgi paylaştığını söylemiş ancak bunu casusluk faaliyeti olarak değerlendirmemişti.

CASUSLUK FAALİYETLERİ YILLARIN EMEĞİNİ ÇÖPE ATABİLİR

DİTİB’in casusluk faaliyetleri ile anılması en çok da siyasi ve hukuki alanda kaydedilen başarılar için büyük bir darbe niteliği taşıyor. Bazı eyaletler birçok hayati konuda DİTİB ile çalışmaktan vazgeçerken, bazıları da işbirliklerini gözden geçiriyor. Hatta Aşağı Saksonya eyaleti Müslümanlarla Devlet Anlaşması müzakarelerini bu yüzden durdurdu. Birçok önemli siyasetçi de DİTİB’e olan güvenini yitirmiş durumda.

ADALET BAKANINDAN TÜZÜĞÜNÜ DEĞİŞTİR BASKISI

Bu siyasilerden biri de Federal Adalet Bakanı Heiko Maas (SPD). Maas, DİTİB’in Türkiye’nin fazlasıyla etkisi altında olduğunu düşünüyor ve ilişkilerini koparmasını istiyor. Bakana göre teşkilat, Diyanet’e olan sıkı bağını belirleyen tüzüğünü değiştirmeli.Şayet casusluk faaliyetleri şüphesi doğru çıkarsa, en azından bazı kısımları itibariyle Türk hükümetinin Almanya’ya uzanmış bir kolu olduğu yönündeki suçlamalara açık olmalı.Cadı avı tabiri Türk siyasetinde bundan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dillendirilmişti. Erdoğan Fethullah Gülen cemaatini kastederek, ”Bu ülkeye ihanet edenlerin görevlerini değiştirmek cadı avı ise, biz bu cadı avını yapacağız, bunu da bilin. Nefes aldığım sürece unutmayacak ve affetmeyeceğim” demişti.